Son haftalarda yurt içi piyasalarda dikkat çekici bir görüntü var: döviz yönlü sakinleşme sinyalleri, yabancı sermaye akımları ve Merkez Bankası’nın rezerv pozisyonundaki kayda değer değişimler… Bu tablo, altta yatan riskler kadar fırsat alanlarını da işaret ediyor.

Döviz Mevduatlarında Durgunluk

Haftalık verilere bakıldığında, banka dışı döviz mevduatlarında hafif bir azalış yaşanmış durumda. BDDK verilerine göre bu tür mevduatlar 26 Eylül haftasında 0,05 milyar USD azaldı. Öte yandan TCMB’nin altın fiyatı ve EUR/USD paritesi etkileriyle düzeltilmiş hesaplamalarda, yerel döviz mevduatlarında 1,3 milyar USD’lik bir azalma kaydedildi. Bu durum, döviz talebinin kısa vadede baskı altında olduğunu, yatırımcıların TL’ye ya da alternatif varlıklara yönelme eğiliminde olduğunu gösteriyor. Ancak, yıllık bazda döviz mevduatlarındaki yükseliş hâlâ dikkat çekici — döviz tutanların uzun vadeli stratejileri değişmemiş olmalı.

Yabancılar Portföyde Aktif

Hisse senedi piyasasında, yabancılar önceki haftada 408 milyon USD alım yapmıştı; bu hafta bu tutar 159 milyon USD’ye kadar düşse de hâlâ net alım yönünde. Yıllık bazda bu giriş 1,1 milyar USD’yi buluyor. Tahvil tarafında ise daha güçlü bir trend var: yabancılar bu hafta net 499 milyon USDtahvil alımı gerçekleştirdiler. Bu, geçen yılki toplam girişin 5,4 milyar USD düzeyine ulaştığını gösteriyor. Yabancıların tahvile yönelimi, faiz getirisinin TL varlıklarda hâlâ çekici olabildiğini gösteriyor.

Bankaların Döviz Borçlanması Yükseliyor

Bankacılık sektörünün dış kaynak kullanımı da dikkat çekici: bankaların döviz borçlanmaları (subordinated borçlar ve TCMB fonlaması hariç) bu hafta 0,9 milyar USD artarak 179 milyar USD seviyesine çıktı. Yıllık artış ise 41,3 milyar USD’ye ulaştı. Bu durum iki yönlü okunabilir: Bankalar dış finansmanla likidite sağlıyor olabilir; fakat artan borç yükü, döviz kuru şoklarına karşı hassasiyeti artırabilir.

Rezervler Güçleniyor

Belki piyasada en dikkat çeken gelişme, TCMB’nin rezervlerinde yaşanan yükseliş: brüt rezervler bu hafta 4,1 milyar USD artarak 183,3 milyar USD seviyesine çıktı. Swap ayarlı net rezervler de aynı miktarda artarak yaklaşık 57,2 milyar USD’ye ulaştı. Geçen yıla göre rezervlerdeki artış — brütte 25,7 milyar USD, net swap ayarlıda 24,4 milyar USD — finansal tamponun güçlendiğine işaret ediyor.

Sonuç: Temkinli Ama Harekete Hazır

Piyasada hâlihazırda hareket alanı dar, riskler yüksek; ama denge noktaları da dikkat çekici. Döviz mevduatlarındaki yavaşlama, bankaların borçlanma artışı ve rezervlerdeki yükseliş bir arada çok katmanlı bir mesaj iletiyor: sistem, dış şoklara karşı biraz daha dayanıklı hale gelmiş olabilir — ama bu, içsel ve dışsal risklerin ortadan kalktığı anlamına gelmiyor.

Okuyuculara mesajım şu: Kısa vadeli kur riskini göz ardı etmeden, temkinli portföy dengeleri oluşturmak şu aşamada daha mantıklı strateji olabilir. “Fırsat” diye göreceğiniz her hamle, arkasındaki risk dengesiyle birlikte ele alınmalı.