Yılın üçüncü çeyreğinde GSYH, beklentilerin çok üzerinde yüzde 3,7 büyüdü; çeyreklik bazda artış yüzde 1,1 oldu. Sanayi üretim endeksi ile GSYH sanayi katma değeri arasındaki farklılık, ekonomideki gidişatı yorumlamayı zorlaştırıyor.

Yılın üçüncü çeyreğinin GSYH verisi dün açıklandı. Tahminlerin oldukça ötesinde yüksek bir büyüme performansı var. Üçüncü çeyrekte, bir yıl öncesinin aynı çeyreğine kıyasla yüzde 3,7 arttı GSYH. Bir çeyrek öncesine kıyasla büyümenin ne olduğu daha önemli bilgi taşıyabiliyor. Öyle hesaplayınca, üçüncü çeyrek büyümesi yüzde 1,1 çıkıyor. Bazı ülkelerde –mesela ABD’de- bir dönem öncesine kıyasla büyümenin yıllık değerini hesaplayıp bir de öyle yayımlıyorlar. Yani, yılın dört çeyreğinde de aynı büyüme oranı gerçekleşseydi ne olurdu sorusunu yanıtlıyorlar. Bu durumda, üçüncü çeyrek büyümesinin yıllığı yüzde 4,4 oluyor; yüksek. Bir de şu var. Yılın ilk dokuz ayında, yüzde 3,5 büyümüşüz. Daha bir de dördüncü çeyrek var.

Daha önce altını çizdiğim bir gariplik de sürüyor öte yandan. Sanayi üretim endeksinin büyüme oranları ile GSYH’nin sanayi katma değeri alt kaleminin büyüme oranları neredeyse ters yönde hareket ediyor bu yıl. Sanayi üretim endeksi daha güncel yayımlanan bir veri, mesela haftaya Ekim değerini öğreneceğiz. Bir ay sonra da Kasım verisi gelecek. Oysa bu gerçekleşmeleri öğrendiğimizde dördüncü çeyrek GSYH’si bilinmiyor olacak. Sanayi üretim endeksi, yine GSYH’ye göre daha güncel açıklanan başka verilerle birlikte değerlendirildiğinde ekonomideki gidişat hakkında önemli ipuçları veriyor. Ama GSYH’deki sanayi katma değeri ile ayrışınca, kafa karıştırıcı oluyor. Yılın ilk çeyreğindeki (bir dönem öncesine kıyasla) büyüme oranları şöyle (yüzde): GSYH’deki sanayi katma değeri: 0,9; 2,2; 1,0. Sanayi üretim endeksi: 1,6; 0,6; -0,6. Üretim endeksi baş aşağıya giderken, GSYH’deki sanayi alt kalemi ‘ters V’ çizmiş. Dahası, üçüncü çeyrekte birisi Yüzde 1 artarken, diğer, yüzde 0,6 azalıyor. Bunların bir dönem öncesine kıyasla olduğunu hatırlatırım. Aralarında yeteri kadar dikkat çekici fark var ama yıllığını alınca iyice garip bir durum ortaya çıkıyor. Biri yüzde 4 artarken, diğeri yüzde 2,3 düşüyor! Sanayi üretim endeksi hesaplama yönteminin ve veri kaynaklarının gözden geçirilmesi gerektiği sonucu çıkıyor.

Bir diğer gariplik, bu değerlerin sanayicilerden gelen şikâyetlerle uyumlu olmaması. Çuvaldızı kendime batırayım; yazdığım cümlede de gariplik olduğu açık. Birinde bilimsel yöntemle veri toplayıp yayımlayan bir kurumun açıkladığı değerler var. Yöntemi belli. Öte yanda nasıl ölçüleceği belli olmayan şikâyetler. Mesela sadece canı acıyanın çok sesi çıkıyor ama ya canı acıyanların üretim içindeki payı canı yanmayanların payına göre çok azsa? Ya da yakınmak esassa? Ama yine de GSYH’ye bakmak ve onu önemsemek durumundayız. Sanayi alt kalemine göre sanayi büyümesindeki durum çok iyi. Daha yılın ilk dokuz ayında yüzde 4,2 büyüme var.

Keza özel tüketim harcamaları ile yatırım harcamalarındaki seyir de gayet güzel görünüyor. Bir çeyrek öncesine kıyasla yatırımlar yüzde 4 artmış. İkinci çeyrekte yüzde 3,1 artış olduğu dikkate alınırsa, son iki çeyrekte önemli bir yatırım hamlesi gerçekleşmiş görünüyor. Özel tüketim harcamaları ise, yılın ilk yarısında azalmıştı. Üçüncü çeyrekte tersi bir hareket gerçekleşti; bir çeyrek öncesine kıyasla yüzde 2,1 arttı.

GSYH verisinden çıkan kıssadan hisse şu: Şirketler kesiminden gelen şikâyetleri dert etmeyin, siz asıl açlık sınırın altında gelir elde eden asgari ücretliye ve emekliye bakın.

• Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve borsagundem.com.tr’nin editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Kaynak: ekonomim.com