"Ekonomi programının yansımaları ve enflasyon hedeflerine" ilişkin soru üzerine Yılmaz, "Geçen yıl mayıs ayında yüzde 75,5 olan yıllık enflasyon oranı, bu yılın mayıs ayı itibarıyla yüzde 35,4'e düştü. Bu uyguladığımız Orta Vadeli Program'ın başarılı sonuçlar verdiğini açık bir şekilde gösteriyor. Önümüzdeki 6 aylık dönemde de bu eğilimin devam etmesini bekliyoruz ve yıl sonu itibarıyla artık 20'li rakamları konuşacak Türkiye enflasyonda." yanıtını verdi.

Yılmaz, hangi göstergeye bakılırsa bakılsın Türkiye ekonomisinin istikrarını artırdığını, sağlıklı bir büyüme yapısını geliştirdiğini ve her geçen yıl hedeflerine daha fazla yaklaştığını vurguladı.

"Reel sektör bu ülkenin üretim gücü"

Para politikasının yanı sıra arz yönlü politikalarla da enflasyonu düşürmeyi hedeflediklerini belirten Yılmaz, gıda üretimini artırmaya yönelik yoğun bir gayret gösterdiklerini, akıllı tarım uygulamaları, daha iyi bir destekleme sistemi, sulama yatırımlarının artırılması ve DAP, GAP gibi bölgesel kalkınma programlarının desteklenmesi gibi çok boyutlu çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

Hizmet enflasyonunu kırmak için sosyal konut projelerine önem verdiklerini dile getiren Yılmaz, daha satın alınabilir, iyi tasarlanmış, fonksiyonel, enerji verimliliği yüksek ve afetlere karşı dirençli konutlar üretmek istediklerini ifade etti.

Yılmaz, arzı artırarak kiraların da düşmesine katkı sağlanacağının altını çizdi.

Ekonomi programının ana çerçevesini, istikametini bozmadığı sürece selektif olarak birtakım hassas sektörlere, kesimlere dönük politikalar izlediklerini vurgulayan Yılmaz, "Reel sektör bu ülkenin üretim gücü, çok kıymetli ve onların taleplerini, beklentilerini programımızın ana çerçevesini bozmamak kaydıyla selektif tedbirlerle çözüyoruz. Bundan sonra da yeri geldikçe yine bu tür desteklerimiz, programlarımız devam edecektir." diye konuştu.

"Türkiye'nin lehine olacak stratejiler geliştiriyoruz"

Yılmaz, dünyada içe kapanmanın arttığı, ticaret rekabetinin yoğunlaştığı, korumacı eğilimlerin yükseldiği bir dönemin yaşandığını, bu dönemin kendine özgü belirsizlikler getirdiğini belirterek, bu süreci yakından takip ettiklerini, bu süreçte fırsatların da tehditlerin de bulunduğunu kaydetti.

ABD Başkanı Donald Trump'ın tarifelere yönelik açıklamalarının ardından dünya büyümesine ilişkin beklentilerin aşağıya yönlü revize edildiğini anımsatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Emtia fiyatları düştü. Çünkü daha az ihtiyaç olacak diye bakıldı dünya piyasalarında. Emtia fiyatları düştü, petrol ve diğer emtia... Biz de bunları ithal eden bir ülke olarak bundan istifade edeceğiz örneğin. Avrupa yarın Amerika'yla iyi, kötü uyumlu bir yaklaşım sergilerse Çin'e karşı örneğin, Avrupa'yla gümrük birliği olan bir ülke olarak bu bizim lehimize bir sonuç doğurur. Ama diğer taraftan tehditler de var tabii. Çin, Amerikan pazarı kapandığı zaman diğer pazarlara daha agresif bir şekilde girebilir. Bu da bizim pazarlarımızda rekabet ortamını olumsuz etkileyebilir. Yani artılarıyla eksileriyle bu süreci çok yakından takip ediyoruz ve Türkiye'nin lehine olacak stratejiler geliştiriyoruz."