Küresel piyasalar, geçen haftaya ABD ile Çin arasındaki görüşmelere yönelik iyimser beklentilerle pozitif bir başlangıç yaparken, çarşamba günü Fed’in politika faizini 25 baz puan indirmesine rağmen Fed Başkanı Powell’ın güvercin tondan uzak açıklamaları sonrasında risk iştahının azaldığı görüldü.
Fed, çarşamba günü politika faizini beklentiler dahilinde 25 baz puan düşürerek yüzde 3,75-4 aralığına indirdi. Bankadan yapılan açıklamada, ekonomik faaliyetin ılımlı bir hızda genişlediği, istihdam artışlarının yavaşladığı, enflasyonun yılın başından bu yana arttığı kaydedildi. Fed, ayrıca bilanço küçültme sürecini 1 Aralık itibarıyla sonlandıracağını açıkladı.
Kararın ardından açıklamalarda bulunan Fed Başkanı Jerome Powell, aralık ayındaki toplantıya dair temkinli konuştu.
Powell, "Komitenin bu toplantıdaki tartışmalarında, aralık ayında nasıl ilerleneceği konusunda güçlü şekilde farklı görüşler vardı. Aralık toplantısında politika faizinde daha fazla indirim yapılması kesin değil, bundan oldukça uzak. Politika önceden belirlenmiş bir rotada değil." ifadesini kullandı.
Aralık ayına ilişkin bir karar almadıklarını vurgulayan Powell, çok yüksek düzeyde belirsizliğin olması durumunda, hareket konusunda ihtiyatlı davranmak gerekebileceğini söyledi.
Powell’ın açıklamalarının ardından para piyasalarındaki fiyatlamalarda, Fed’in aralık toplantısında faiz indirimine gideceğine yönelik beklentiler zayıfladı. Fed’e ilişkin gelecek yıla dair toplam 3 olan faiz indirimi öngörüsü ise 2’ye geriledi.
Fed yetkililerinin açıklamaları takip edilirken, Kansas City Fed Başkanı Jeffrey Schmid, bu hafta yapılan faiz indirimine karşı yönde oy kullanmasına gerekçe olarak enflasyona dair endişeleri gösterdi.
Bu yıl Federal Açık Piyasa Komitesinde (FOMC) oy hakkı bulunmayan Dallas Fed Başkanı Lorie Logan iş gücü piyasasının yalnızca yavaş yavaş soğuduğunu, enflasyonun ise çok yüksek olduğunu belirterek, "Bu ekonomik görünüm faiz indirimini gerektirmiyordu." değerlendirmesinde bulundu.
Cleveland Fed Başkanı Beth Hammack da bu haftaki faiz indirimi kararına katılmadığını, Fed'in enflasyonu düşürmek için bazı kısıtlamaları sürdürmesi gerektiğini kaydetti.
Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic ise faiz indirimini desteklediğini, çünkü indirimin ardından bile para politikasının hala "kısıtlayıcı bir alanda" kaldığını söyledi.
Öte yandan, geçen hafta piyasaların odağındaki diğer önemli konu, ABD ile Çin arasında gerçekleştirilen görüşmeydi.
ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Güney Kore’de bir araya geldi. Görüşmeden çıkan olumlu mesajlar piyasalar risk algısının azalmasında etkili oldu. Görüşme sonrasında Trump, bir çok konuda hemfikir olduklarını belirterek, Çin'in büyük miktarlarda soya fasulyesi ve diğer tarım ürünlerinden satın alacağını belirtti.
Fentanil ve öncül maddelerinin kontrolü konusunda Çin tarafının sıkı çalışmayı taahhüt ettiğini ifade eden Trump, bu nedenle Çin'e fentanil gerekçesiyle getirilen yüzde 20 ek tarifeyi, yüzde 10'a düşürdüğünü açıkladı.
Trump, nadir toprak elementleri konusunda hiçbir engelin kalmadığını ifade ederek, tarifeler konusunda çok yakında bir anlaşmaya varmak üzere olduklarını söyledi.
Çin'in nadir toprak elementlerinin kontrolüne yönelik tedbirleri bir yıllığına askıya alacağını bildiren Trump, varılan anlaşmanın süresinin uzatılabileceğini dile getirdi.
Şi Cinping ise görüşmenin başlangıcında yaptığı açıklamada, Çin ve ABD'nin dost ve ortak olması gerektiğini, bunun tarihin öğrettiği bir ders ve gerçekliğin bir gereği olduğunu belirterek, "Çin'in kalkınması, ABD'nin 'Amerika'yı yeniden büyük yapma' vizyonuyla çelişmiyor." dedi.
Dünyanın en büyük ekonomileri arasında zaman zaman sürtüşmelerin olmasının normal olduğunu ifade eden Şi, iki ülke liderinin ilişkileri doğru rotada ilerlemesine rehberlik etmesi gerektiğini vurguladı.
Şi, Çin-ABD ilişkilerinin sağlam bir temelde yürütmek ve her iki ülkenin kalkınmasına uygun bir atmosfer yaratmak için Trump ile birlikte çalışmaya hazır olduğunu dile getirdi.
Bu arada geçen hafta ABD'de hükümet kapalı kalmaya devam etti. Söz konusu kapanmanın ABD tarihinin en uzun kapanması olması beklenirken, bu süreçte hükümetin açılmasına ilişkin oylamalar yapılmasına karşın, Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında herhangi bir bütçe taslağı üzerinde anlaşmaya varılamadı.
Kapanma sürecinin uzaması, kamu kurumlarının açıkladığı makroekonomik verilerin aksamasına ve belirsizliklerin artmasına neden oluyor. Bu kapsamda, normal veri takviminde yer alan ve Fed’in para politikası kararlarında önem verdiği tarım dışı istihdam verisinin, hükümetin kapalı olması nedeniyle açıklanamayacağı tahmin ediliyor.
Bu gelişmelerin ışığında azalan risk algısıyla birlikte tahvile olan talep zayıflarken, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi haftalık bazda yaklaşık 10 baz puan artışla yüzde 4,10'da haftayı tamamladı.
Yaklaşık 2 ay rekor serisini sürdüren altının ons fiyatı, ABD-Çin arasındaki normalleşme girişimleri ve dolar endeksindeki yukarı yönlü eğilimle geçen hafta yüzde 2,7 değer kaybederek haftalık bazda düşüşünü ikinci haftaya taşıdı.
Altındaki güçlü seyre paralel değerlenen gümüşün ons fiyatı da yumuşayan risk ortamıyla haftayı yüzde 0,3 düşüşle 48,75 dolardan kapattı.
Dolar endeksinde ise geçen hafta Fed'in faiz indirimlerine ilişkin belirsizlik nedeniyle yükseliş eğilimi öne çıktı. Endeks, haftayı yüzde 0,9 artışla 99,8 seviyesinden kapatırken, 1 Ağustos'tan bu yana en yüksek seviyesini gördü.
Brent petrolün varil fiyatı ise haftayı yüzde 0,9 değer kaybıyla 64,57 dolarda tamamladı.





