İç borçlanmaya ilişkin en son, en “taze” veri eylül ayına ait ve bu veriler önceki gün Maliye Bakanlığı tarafından açıklandı. Eylülde faizin yüksekliği yönüyle bu yılın “gümüş” madalyalı borçlanması gerçekleştirilmiş. Eylüldeki iç borçlanmanın faizi tam yüzde 40,82. Bu yılın “altın” madalyalı ayı, yüzde 46,56 ile haziran.

Aylık faizler, o ayın borçlanma gerekliliğine göre dalgalanma gösterebilir. Nitekim bunun en somut örneği bu yıl haziran ve temmuzda görüldü. Haziranda biraz önce belirttiğim gibi yüzde 46,56’ya çıkan faiz, bir sonraki ay yüzde 34,77’ye geriledi.

O yüzden ortalama orana bakmak daha sağlıklı bir gösterge. Ortalama faizi de borçlanma tutarıyla ağırlıklı olarak Hazine hesaplıyor ve aylık faizle birlikte bu oran da açıklanıyor.

Yıldan yıla gidişat nasıldı?

Maliye Bakanlığı’nın web sayfasında iç borçlanmanın faizine ilişkin veri seti 2003 yılına kadar gidiyor. Dolayısıyla yazımda bu yüzden tablo ve grafiği 2003 yılından başlatabiliyorum. Yoksa 2003’ü özellikle seçmiş değilim.

2003’ten 2025’ün eylül ayı sonuna kadar geçen yaklaşık yirmi üç yıllık dönemdeki iç borçlanmada en yüksek yıllık ortalama faiz 2003’te oluştu. O yılın ortalama faizi yüzde 40,21. 2003’te, Türkiye’nin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşadığı 2001’in izleri hâlâ tam olarak silinememişti ve bu yüzden o yılın özellikle ilk aylarında çok yüksek faizle borçlanmak gerekmişti.

2003 böyle geçti... Sonrasında Hazine, borçlanmada 2004 yılıyla birlikte adeta nefes aldı.

2008 krizinde yeniden bir yükselme ama öyle dramatik düzeyler oluşmadı.

Ardından tam anlamıyla toz pembe yıllar... Dünyada para bol, Türkiye’nin AB üyeliği gündemde ve fon girişi hızlı; doğal olarak da faizler adeta dip yaptı.

Türkiye 2010-2016 döneminde tek haneli faizle borçlandı. Yıllık faizden söz ediyorum; kulağa bile tuhaf geliyor değil mi?

2018’de yaşanan rahip kriziyle birlikte gidişat yine bozuluyor ve faiz yüzde 10’un altındayken yüzde 16’ya fırlıyor. Bu 6 puanlık fark önemsiz gibi görülebilir ama 10’dan 16’ya olunca çok önemli.

“Rasyonel politikalara” dönüş

Türkiye 2020’den sonra yine yüksek faiz ödemek durumunda kaldı. 2020’de yüzde 8,82 olan yıllık ortalama faiz, her yıl üstüne koya koya yükseldi ve 2023’te yüzde 21’e dayandı.

Türkiye 2023’ün ikinci yarısında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ifadesiyle “rasyonel politikalara” döndü ve bu çerçevede faizler artırılmak durumunda kalındı. O yılın ocak ayında yüzde 10,83 olan iç borçlanma faiz oranı, aralıkta yüzde 32,40’a çıktı.

Türkiye rasyonel politikaların faize yansımasını meğer asıl 2024’te görecekmiş!

2023’te yüzde 21 olan yıllık ortalama faiz, 2024’te neredeyse ikiye katlandı ve yüzde 39’a dayandı.

Her geçen yıl bir öncekini aratıyordu.

Geldik bu yıla ve ilk dokuz ayın iç borçlanmasındaki ortalama faiz yüzde 39,04 oldu.

40,21’den 39,04’e...

2003 yılı; 2001 krizinin etkileri ve ortalama faiz yüzde 40,21...

2025 yılının ilk dokuz ayı ve ortalama faiz yüzde 39,04...

2003; yüzde 40,21 ile “altın” madalyalı yıl!

2025; yüzde 39,04 ile “gümüş” madalyalı yıl!

Bu madalyalar birer olumsuzluk nişanesi olarak duruyor.

Bu arada... Bu madalyalar için 2003’ün bir bahanesi vardı, peki 2025’in var mı?

Aa Haber 10102025

• Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve borsagundem.com.tr’nin editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Kaynak: ekonomim.com