Bu dönemde para politikaları yoluyla dezenflasyon süreci desteklenirken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 46'ya çıkardı.
Borsa İstanbul'da ikinci çeyrekte yükseliş eğilimi gösteren BIST 100 Endeksi en yüksek 9.949,51 puanı görürken, çeyreği 9.948,51 puanda kapattı. Dolar/TL de çeyreklik bazda yüzde 4,91 yükseliş kaydederek 39,8120 seviyesine çıktı.
Finansal piyasalarda, ABD Merkez Bankasının (Fed) Aralık 2024'ten bu yana ilk faiz indirimine gitmesi, ABD'de açıklanan makroekonomik verilerin ülke ekonomisinin gücünü koruduğuna işaret etmesi ve şirket bilançolarının iyi gelmesiyle yılın üçüncü çeyreğinde pozitif bir seyir öne çıkarken, ABD yönetiminin uyguladığı korumacı politikaların etkileri de takip edildi.
Yılın üçüncü çeyreğinde Fed'in eylül ayındaki faiz indirimi kararından önce bankanın faiz indirimlerine ilişkin beklentilerin güçlenmesinin pozitif etkileri görüldü.
ABD’de beklentilerin altında kalan istihdam verilerinin ardından ülke ekonomisinin güç kaybedeceğine yönelik oluşan endişelerle Fed’in faiz indirimi ihtimalinin kuvvetlenmesi yılın üçüncü çeyreğinde küresel piyasalarda risk iştahının artmasını sağladı. ABD bankacılık sektöründeki olumlu tablo tüketici harcamalarının ve ticari faaliyetlerin canlılığını koruduğunu gösterirken, özellikle yatırım bankacılığı ve varlık yönetimi birimlerinden elde edilen gelirlerdeki artış finansal piyasaların güçlü seyrettiğine işaret etti.
Bu gelişmelerle Fed, eylül ayında politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 4-4,25 aralığına çekti ve böylece Aralık 2024'ten bu yana ilk faiz indirimine gitti. Ekonomik projeksiyonlarını da açıklayan Fed, federal fon oranına ilişkin tahminini bu yıl sonu için yüzde 3,6'ya çekerken, bu tahmin 2025'te başka faiz indirimlerinin yapılabileceğinin sinyalini verdi. Fed Başkanı Jerome Powell toplantının ardından düzenlediği basın toplantısında, istihdama yönelik aşağı yönlü risklerin artmasıyla birlikte risk dengesinin değiştiğini, bu doğrultuda daha nötr bir politika duruşuna doğru bir adım atmanın uygun olduğuna karar verdiklerini belirtti.
Yılın üçüncü çeyreğinde küresel piyasalardaki pozitif seyre karşın ABD yönetiminin uyguladığı korumacı politikaların ekonomi ve ticaret üzerindeki olası etkilerine yönelik endişeler de yatırımcıların kararları üzerinde etkili oldu.
ABD Başkanı Trump'ın sık değişen politikaları yatırımcıların karar alma süreçlerini zorlaştırdı.
Tırmanan ticari gerilimlere karşın Trump'ın bazı önde gelen ticari partnerleriyle kaydettiği olumlu gelişmeler ise küresel piyasalarda risk iştahını artırdı. Bu kapsamda ABD Başkanı Donald Trump, Japonya ile ticaret anlaşmasını tamamladıklarını belirterek, bu ülkenin ABD'ye yüzde 15 gümrük vergisi ödeyeceğini bildirdi. Trump, eylül ayında ABD-Japonya Ticaret Anlaşması'nı resmi olarak yürürlüğe koyan kararnameyi imzaladı.
Diğer taraftan Trump'ın Çin mallarına yönelik yükseltilen gümrük vergilerinin 90 gün daha ertelenmesini öngören kararnameyi imzalaması ticaret gerginliklerinin hafiflemesine sebep oldu.
Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasında eylül ayında gerçekleşen görüşme de olumlu geçti.
Fed'in bağımsızlığına yönelik endişeler de küresel piyasalarda önde gelen maddeler arasındaydı. ABD basınında Trump'ın Temsilciler Meclisi'nden bazı Cumhuriyetçilere Fed Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağını söylediği yönünde haberler yer alırken, Trump ise Powell'ı kovmayı planlamadığını bildirdi. Öte yandan Trump, Stephen Miran'ı Fed Yönetim Kurulu üyeliğine atadı.
Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginliğin devam etmesinden kaynaklı jeopolitik riskler de piyasalardaki önemli gündem maddeleri arasında yer aldı.
Öte yandan ABD Başkanı Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Alaska'nın Anchorage kentindeki Elmendorf–Richardson Üssü'ndeki ağustos ayında gerçekleştirdiği görüşme jeopolitik endişelerin bir nebze de olsa hafiflemesini sağladı.





