Her yıl Türkiye'nin önde gelen 250 iş liderini ve akademisyenini buluşturan Dönüşen Liderlik Zirvesi’nin 4’üncüsü gerçekleştirildi. Zirve, EKONOMİ Gazetesi'nin ev sahipliğinde PwC’nin iş birliğinde, Sabancı Holding'in ana sponsorluğunda 9-11 Ekim tarihlerinde Elite World Grand Sapanca’da düzenlendi. “Yarının Belirsizliğinde Bugünü Kazanmak” temasıyla bir araya gelen ekonomi dünyası, belirsizlik kavramını, belirsizliğin içinde yönetimi, yeni dünyanın yeni iş modellerini masaya yatırdı.
Zirvenin açılış konuşmacısı ekonomist, gelişmekte olan, Avrupa Ortadoğu ve Afrika uzmanı Timothy Ash oldu
“Yabancı gözüyle Türkiye’de yatırım ortamı” başlıklı bir konuşma yapan Ash, EKONOMİ Gazetesi Köşe Yazarı ve TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat’ın sorularını yanıtladı. Türkiye’de son dönemde ekonomi yönetiminin iyi bir iş çıkardığını söyleyen Ash, ancak faiz oranlarının erken serbestleştiğini savundu. Yüksek enflasyonun bir süre daha devam edeceğini dile getiren Ash, “Yüzde 70’lerden yüzde 40’lara kolay geldi. Ancak bundan sonra daha aşağılara inilmesi kolay olmayacak. Enflasyonu düşürmek için büyümeden feragat edilmesi gerekecek” dedi.
Ash, şöyle devam etti: “Biraz daha geriye dönersek Merkez Bankası (TCMB) kadrosunda çok sık değişim yaşandı. Şimdi yatırımcılar Cevdet Bey’e bayılıyor. Daha şahin kanatta yer alması beklenen biri. İki yıl daha görevde mi kalacak ya da görev değişikliği mi olacak gibi soru işaretleri vardı, bu iş çözüme kavuştu. Mehmet Şimşek burada erk sahibi. Mevcut Başkanın (Fatih Karahan) görevini uzatarak iyi bir sinyal verdi.”
Faizi bu kadar düşürmezdim
Para politikasının aşırı sıkı olduğuna yönelik tespitlerini paylaşan Ash, rekabetçilik anlamında da sorunlar olduğunu söyledi. “TCMB Başkanı ben olsam şahin kanatta kalır, faizleri bu kadar düşürmezdim” diyen Ash, “Mart ayında yaşanan siyasi kriz, piyasayı ciddi şekilde şok etti. TCMB için de ciddi bir fırsat oluştu. Siyasi sermaye elde ettiler. Mali ve siyasi liderlik için ciddi fayda sağlandı. Dolayısıyla daha uzun süre şahin kanatta kalmalarını sağladı. Günün sonunda uzay biliminden bahsetmiyoruz. 2027’de herkes seçim olacak diye bekliyor. Daha erken safhada mali politikalardaki sıkılaşma daha iyi sonuçlar getirecek, başka çıkış yolu yok. 25 yıldır gelişmekte olan piyasalara bakıyorum. Büyümeden feragat etmeden enflasyonda düşüş sağlanamıyor” diye konuştu.
Ash, TL’nin seyri ve bunun ihracatçıya etkisi ile ilgili de değerlendirmelerini paylaştı. TL’nin aşırı değerlenmesinin ihracatçı üzerinde negatif etki yaratabileceğini belirten Ash, “Şu an ihracatçı dolar ve TL paritesinden şikayetçi. Gelişmekte olan piyasalardaki sermaye akışlarına bakıldığında dolar akışı ciddi oranda durmuştu. Diğer gelişmekte olan piyasalarda düşük faiz var ve bu enflasyonda düşüş sağladı, zayıf dolar yardımcı oldu ama Türkiye farklı ayrışıyor. Türkiye’de özellikle portföy yatırımcıları, para yatırma konusunda ihtiyatlı. Marttaki gelişmeler buna ciddi zarar verdi. Sürekli değişim döneminden korktular” ifadelerini kullandı.
Türkiye’ye sıcak para akışı beklemediğini belirten Ash, bunun bir rekabet problemi olduğuna dikkat çekti. İhracatçıların da bundan çok fazla şikayetçi olduğunu dile getiren Ash, “Kuvvetli Euro yardımcı oldu ama ihracatçıların nasıl bir durumdan muzdarip olduklarını görüyorum. İhracatçılar geçmiş dönemde TL’nin aşırı düşmesinden, devalüasyonda ciddi istifade ettiler, para kazandılar. Ama o dönem, kazanılan paralarla ileride rekabetçiliği nasıl artırabiliriz diye düşünmediler. Bunu düşünmeleri gerekirdi. Değişen dünyaya adapte olamamak sıkıntı getirecek” dedi.
Asıl problem enflasyon
Merkez Bankası döviz rezervi ile ilgili de konuşan Ash, bu alanda başarının muazzam olduğunu söyledi. Ash, "Hükümetin 2027’de seçimleri kazanması gibi bir niyeti varsa, enflasyonu çözmesi lazım. Yapışkan bir enflasyon var. Şimşek ve ekonomi yönetimi iyi çalışıyor ama gıda ve tarımda da ciddi sıkıntılar oldu” şeklinde konuştu.
Yabancı Türkiye’yi seviyor
Önümüzdeki dönem takip edilmesi gereken ana göstergeler konusunda da Timothy Ash, iyi bir ekonomi ekibinin faaliyette olduğuna dikkat çekerek, “Yabancı yatırımcı da güveniyor. Siyasi riskler var. Türkiye’nin yapısal problemleri de var. Yabancı yatırımcı olarak biz Türkiye’yi seviyoruz. 25 yıldır geliyorum buraya” diye konuştu.
Eşimin altın tercihi doğru
Yatırım fırsatları konusunda ise eşine atıfta bulunan Ash, “Eşim 20 yıldır altın alıyor. Onu durdurmaya çalıştım ama görüyorum ki tamamen doğru bir hamle yapmış. Ben aslında küresel ekonomiden endişeliyim. Zorlayıcı ortamlarda fırsatlar ararız, tek tek ülkelerin hikayesine bakarız. Farklı hikayeler var. Farklı pazarlarda değer ve fırsatı bulmaya çalışıyoruz” diye konuştu.