ABD hükümeti, önde gelen kuantum bilişim şirketlerine doğrudan yatırım yapma planlarını duyururken, Google ise yeni kuantum çipi Willow ile klasik süper bilgisayarları geride bırakan simülasyonları başarıyla gerçekleştirdi. Bu gelişmeler, Bitcoin’in dayandığı şifreleme algoritmaları için teorik olarak daha yakın vadeli bir tehdit oluştuğuna işaret ediyor.

Bitwise danışmanı Jeff Park, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kuantum teknolojisinin Bitcoin üzerindeki etkisinin “biraz daha gerçek hale geldiğini” belirtti. Park, kuantum tehdidinin sektörde yeterince ciddiye alınmadığını ve konunun daha kapsamlı çözümler gerektirdiğini ifade etti.

Google’ın Willow çipiyle elde ettiği kuantum üstünlüğü

Google, bu hafta yayımladığı bilimsel çalışmada yeni kuantum işlemcisi Willow’un klasik süper bilgisayarlardan çok daha hızlı simülasyonlar gerçekleştirdiğini duyurdu. 105 kubitlik Willow çipi, Kuantum Echoes algoritmasını yaklaşık 2 saatte tamamladı; aynı görev dünya genelinde ölçülen en hızlı klasik süper bilgisayar olan Frontier’da yaklaşık 3,2 yıl sürecekti.

Araştırmacılar, deneyde kuantum bilgiyi ileri ve geri işleterek “zaman tersinirliği” üzerinden bir dizi simülasyon gerçekleştirdi. Elde edilen sonuçlar, kuantum sistemlerin klasik sistemlerle taklit edilemeyecek kadar karmaşık hâle geldiğini gösterdi. Bu doğrulama, kuantum üstünlüğünün laboratuvar sınırlarının ötesine geçtiğini ortaya koydu. Google, bu teknolojiyi ileride ilaç geliştirme, yeni malzeme üretimi ve kuantum donanımların tasarımı gibi alanlarda kullanmayı hedefliyor.

ABD hükümeti kuantuma ortak olmak istiyor

Wall Street Journal’a göre ABD yönetimi, Rigetti Computing, D-Wave Quantum ve IonQ gibi kuantum şirketlerine yatırım yapmak için görüşmeler yürütüyor. Bu yatırımlar, doğrudan hisse alımlarını ve her şirket için en az 10 milyon dolarlık destekleri kapsıyor.

Daha önce yalnızca hibe programları üzerinden destek sunan ABD hükümeti, söz konusu adımla kuantum teknolojilerini daha stratejik bir noktaya taşıma niyetini ortaya koyuyor. ABD’nin bu yöndeki refleksi, Çin’in yıllık yaklaşık 15 milyar dolarlık kuantum bütçesine karşı bir dengeleme çabası olarak değerlendiriliyor.

Bitcoin ve şifreleme sistemleri ne kadar güvende?

Bitcoin ve birçok dijital varlık, şu anda klasik bilgisayarlarla çözülmesi pratikte imkânsız olan ECDSA tabanlı şifreleme sistemleriyle korunuyor. Ancak kuantum bilgisayarlar, bu tür algoritmaları teorik olarak çözebilecek kapasiteye sahip olabilir. Michigan Üniversitesi’nden Profesör Christopher Peikert, bu tehdit şimdilik uzak olsa da uzun vadede “varoluşsal düzeyde ciddi bir risk” oluşturabileceğini belirtiyor.

Post-kuantum imzalama sistemlerine geçilmesi durumunda ise işlem boyutları ve ağ trafiği artacak. Çünkü bu şemalar mevcut sistemlerden daha büyük anahtarlar ve dijital imzalar gerektiriyor. Agustin Cruz gibi Bitcoin geliştiricileri, dilithium gibi kuantuma dayanıklı algoritmalara geçişi mümkün kılacak bir hard fork önerisinde bulundu.

Geri sayım başladı

Google’ın Willow çipiyle elde ettiği sonuç, klasik şifreleme sistemleri için zaman içinde kırılabilirlik ihtimalini daha da görünür kılıyor. Şu an için doğrudan bir tehdit oluşturmasa da mevcut bulgular, kuantum bilgisayarların pratik uygulamalara yaklaşmakta olduğunu gösteriyor. Bitcoin geliştiricileri ve kripto yatırımcıları için bu gelişme, post-kuantum güvenliğine geçiş sürecinin aciliyetini yeniden hatırlatıyor. Bu sürecin ciddiyetle ele alınması, dijital varlıkların gelecekteki güvenliği açısından kritik öneme sahip.