2026 asgari ücreti için açlık sınırı ölçüt alınırsa, ücretin en az yüzde 60–70 artması gerekiyor; Açlık sınırı hızla yükselirken sanayi verimliliği yerinde sayıyor; bu nedenle asgari ücretin ‘makul’ bir seviyeye çıkarılması ile enflasyon hedeflerinin tutturulması aynı anda mümkün görünmüyor.
2026 için geçerli olacak asgari ücret yakında açıklanacak. Ölçüt olarak alınabilecek göstergelerden biri TÜRK-İŞ’in Ankara’da yaşayan dört kişilik bir aile için hesapladığı açlık sınırı. Kasım ayında 29 bin 828 liraydı. Aynı kurum bekâr bir işçinin yaşam maliyetini de hesaplıyor. Onun Kasım değeri ise 38 bin 752 lira. Bir de dört kişilik aile için yoksulluk sınırı açıklıyor. O da 97 bin 159 lira. Mevcut asgari ücret ise 22 bin 105 lira.

Gelin, açlık sınırının 2026 sonunda ulaşabileceği değer için çok basit bir hesap yapalım. Aralık 2025’te yüzde 1 artsın; 30 bin 126 lira oluyor. 2026’da ise iki alternatif olsun. Birincisi, Merkez Bankası’nın (ve Orta Vadeli Program’ın) yüzde 16 olan enflasyon hedefi tutsun. Bu durumda açlık sınırı 2026 sonunda 34 bin 946 lira oluyor. Yüzde 16’ya ulaşmak zor görünüyor. Bir de yüzde 35 enflasyona göre hesaplayalım: Bu durumda açlık sınırı 37 bin 658 liraya yükseliyor.
Ölçüt açlık sınırı olacaksa ve 2026 sonunda asgari ücretin en az açlık sınırı kadar olması gerektiği yönünde bir siyasi karar alınacaksa, asgari ücretin, yüzde 16 enflasyon hedefine göre yüzde 58, yüzde 25 enflasyon tahminine göre ise en az yüzde 70 artması gerekiyor. ‘Siyasi karar’ diyorum; çünkü sonuçta masaya oturan sendikaların bir pazarlık gücü yok, siyaset belirleyici.
Bu hesap Türkiye’nin önemli bir sorununu basit çerçevede gözler önüne seriyor. Asgari ücret çok düşük. Ama onun ‘yüksek’ olduğundan şikâyetçi olan sanayiciler var. Sanayideki mevcut verimlilik düzeyi ile asgari ücretin (2027’nin ilk yarısında seçim olmayacaksa) ‘makul’ bir düzeye yükseltilmesi, yüzde 16 hedefi ile hesaplanana göre zor, yüzde 25 tahmini dikkate alınarak hesaplanana göre ise neredeyse imkânsız gibi görünüyor.
Peki, enflasyondaki gidişat nasıl? Mevcut ekonomi programı döneminde, yıllık enflasyon Mayıs 2024’te zirveye ulaştı. O tarihten bu yana ana eğilimi azalma yönünde. Şu anda yıllık enflasyon düzeyi yüzde 31. Tabloda enflasyona değişik bir bakış var. Enflasyonun ana eğiliminin düşüş olduğu dönemin altı (beş) aylık ortalama mevsim etkisinden arındırılmış aylık enflasyon değerleri veriliyor: 2024’ün son altı ayı, 2025’in ilk altı ayı ve 2025’in son beş ayı. Bir de bu aylık değerlerin yıllık bileşiği var; “enflasyon her ay bu ortalama kadar artarsa yıllık değeri ne olur sorusuna” cevap oluşturuyor.
Çok fazla yorum yapmama gerek yok; durum açık. Enflasyon düşüyor. Ama… 2026 sonunda enflasyonun yüzde 16’ya düşmesi için, şu anda enflasyonun ana eğilimini belirleyen unsurların enflasyonu düşürücü yöndeki etkileri yeterli değil. Yüzde 25, daha olası görünüyor. ‘Şu anda enflasyonun ana eğilimini belirleyen unsurların’ tanımlamasına dikkatinizi çekerim. Elbette büyük ölçüde uygulanan ekonomi programı kastediliyor.
• Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve borsagundem.com.tr’nin editoryal politikasını yansıtmayabilir.
Kaynak: ekonomim.com




