Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, dezenflasyon sürecinin durmadığını ancak bir yavaşlamanın söz konusu olduğunu belirterek, ekim ayı verilerinin bunu teyit ettiğini söyledi.

Fatih Karahan, yılın 4. Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla İstanbul Finans Merkezi'ndeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yerleşkesi'nde düzenlenen bilgilendirme toplantısında, Başkan Yardımcıları Hatice Karahan ve Osman Cevdet Akçay ile soruları yanıtladı.

Karahan, "Dolar tarafında sepet kalibrasyonu planlıyor musunuz? Yoksa ihracatçının rekabet koşullarının kur nedeniyle kötüleşmesi ihtimalini enflasyonu önceleyerek göz ardı etmeyi mi planlıyorsunuz?" şeklindeki soru üzerine, kurun yönünü etkilemeye yönelik bir alım ya da satışlarının söz konusu olmadığını bildirdi.

Genelde döviz piyasasındaki aşırı oynaklıkları yönetmek amacıyla alım ve satım yaptıklarını dile getiren Karahan, "Ülkemizde döviz piyasası çoğu zaman tek yönlü olabiliyor. Çoğu zaman alış yönünde, bazı günler satış yönünde... Bu da sağlıklı fiyat oluşumunu engellediği için genelde piyasanın karşı tarafına geçerek sağlıklı fiyat oluşumunu destekliyoruz. Aşırı oynaklıklara bu doğrultuda engel oluyoruz." diye konuştu.

Karahan, son 2 yılda nette alım yaptıklarını belirterek şöyle devam etti:

"Rekabetçilik tarafında belki şunu söylemek lazım, bir önceki toplantının da aslında tekrarı olacak ama görülüm çok değişmedi. İhracatın temel belirleyicisi, en önemli belirleyicisi dış talep. Ürettiğiniz ürüne talep olmadığında rekabetçiliğin tek başına bir anlamı olmuyor. Akademik çalışmalar da zaten bunu gösteriyor. Reel kurun etkisi çok daha sınırlı. Yurt dışı talep de bildiğiniz gibi çeşitli sebeplerden dolayı biraz zayıf seyrediyor. Önümüzdeki sene için bir miktar toparlanmayı görüyoruz ama yine de tarihsel ortalamaların oldukça altında, özellikle ihracat ağırlıklı büyümemize baktığımızda. İhracatımızın yarıya yakını, yüzde 49-50'lik kısmı avro cinsinden yapılıyor. Son dönemde avroda yaşanan artış da rekabetçilik açısından ihracat görünümümüzü destekleyen unsur. Üretici fiyatları son bir yılda yüzde 27, avro kuru yüzde 30 arttı. Dolar bunun biraz altında kalsa da ciddi bir rekabetçilik kaybına işaret etmiyor. 2025 yılında avro cinsinden rekabetçiliğin arttığını söyleyebiliriz."

"Kur kaynaklı risklerin daha sınırlı olduğunu düşünüyorum"

TCMB Başkanı Karahan, 2 yıllık periyoda bakmaları halinde biraz daha nötr bir görünümün söz konusu olduğunu belirterek, bunun neticesinde ihracat performansında ve turizm gelirlerinde bir bozulma görmediklerini söyledi.

Karahan, "Dolayısıyla kur kaynaklı risklerin burada daha sınırlı olduğunu, sektörel bazda olduğunu düşünüyorum. 'Çünkü üretici fiyatları yüzde 27 arttı' derken sektörler arasında ciddi farklılık olduğunu not etmek gerekir. Bazı sektörlerde, emek yoğun sektörlerde özellikle ÜFE artışı biraz daha yüksek olabiliyor. Ama belli sektörlere has problemler üzerinden kur politikasını değiştirmeyi doğru bulmuyorum." ifadesini kullandı.

"Tahmin ve hedeflerimizde yaşanan sapmaların kaynaklarını açıklayacağız"

Fatih Karahan, enflasyon beklentilerine ilişkin revizyonun 2026 sonu tahminini ne kadar yukarı yönlü etkilediğine ilişkin soruya karşılık, bir önceki enflasyon raporundan iletişim stratejilerinde değişikliğe gittiklerini anımsattı.

Ara hedef tahmin ayrımını getirirken ara hedefleri sabit tutacaklarını ve bunlara sadık kalacaklarını söylediklerini dile getiren Karahan, şöyle konuştu:

"Gelişmelere göre eğer içsel para politikası tepkisiyle düzeltilemeyecek durumdaysa tahminlerimizi revize edebileceğimizi söylemiştik. Ama bu iletişim stratejisinin bir parçası olarak da bahsettiğiniz sapmanın nedenlerini takip eden yılın ilk enflasyon raporunda açıklayacağımızı söylemiştik. Dolayısıyla sene sonu bittiğinde, 2025 sonu nihai enflasyonunu gördüğümüzde, önümüzdeki sene ilk enflasyon raporunda tahminimize ve hedefimize göre yaşanan sapmaların kaynaklarını şeffaf bir şekilde açıklayacağız."

Enflasyonun tahminlerin üzerinde seyretmesinin nedenleri

TCMB Başkanı Karahan, dış şokların tahminlerini nasıl etkileyeceğine ilişkin soruya yanıt verirken, burada zirai don ve kuraklık kaynaklı gıda yönlü unsurların öne çıktığını, mayıs-haziran aylarında manşetin altında gelen gıda enflasyonunun takip eden aylarda hızlı arttığını söyledi.

Küresel ticarete dair belirsizliklerin, sermaye akımları, kur ve avro/dolar paritesi üzerinden ve çeşitli kaynaklardan enflasyon görünümünü etkileyebildiğini belirten Karahan, şunları ifade etti:

"Jeopolitik gerilimler, enerji fiyatları, genel olarak emtia fiyatları hem enerji hem de enerji dışı emtia fiyatlarını etkileyebiliyor. Yukarı yönlü burada da bir etki gördük. Onun dışında belki içsel olarak iki unsur, bunlardan bir tanesi beklentilerdeki iyileşmenin tahminimizden sınırlı kalması, bir diğeri de hizmet fiyatlarındaki katılığın devam etmesi. Hizmet fiyatları aslında yıllık bazda baktığımızda ciddi iyileşme gösteren bir kalem enflasyon anlamında. Fakat seviye hala çok yüksek. Çünkü geçmişe yönelik, geçmişe endeksli fiyatlama davranışı hala devam ediyor. O tam olarak kırılamadı. Bu iki unsurun da etkisiyle enflasyon, tahminlerimizin üzerinde seyrediyor. Yurt dışı faktörler nasıl etkiliyor dediğimizde genel olarak enerji fiyatlarını söylemek gerekir."

"Dezenflasyonda durma yok"

Fatih Karahan, enflasyonda hedef ile tahminler arasında bir ayrışma olduğuna yönelik yorum ve "Burada bir öz eleştiri yapacak olsanız veya geriye dönüp sürece bakacak olsanız, indirim döngüsünde veya verdiğiniz diğer kararlarda bir hata yaptığınızı düşünüyor musunuz?" sorusuna karşılık, eylülde enflasyonun piyasa beklentilerinin oldukça üstünde geldiğini, bunun da çok karamsar bir hava oluşmasına sebep olduğunu söyledi.

Karahan, "Enflasyondaki iyileşmenin, dezenflasyon sürecinin durduğu yönünde oldukça karamsar bir hava oluştu piyasada. Aslında eylül ayı fiyat gelişmelerinin detaylarına baktığımızda bu daha çok gıda ve eğitim kaynaklıydı. Ana eğilim de tabii ki bir miktar bozulmuştu ama 'dezenflasyon durdu' dedirtecek seviyede değildi. Ekime geldiğimizde aylık bazda yüzde 2,55'lik bir enflasyon, mevsimsellikten arındırdığımızda yüzde 2,1 civarında bir aylık enflasyon verisi söz konusu." dedi.

Gıdanın ve giyim enflasyonunun veriyi yukarı çektiğini dile getiren Karahan, kira enflasyonundaki gidişatın olumlu olduğunu, hizmet enflasyonunun düşmeye devam edeceğini bildirdi.

Bununla birlikte yüzde 2 civarında bir katılığın olduğunu söyleyen Karahan, "Çünkü birçok ana eğilim göstergesine baktığınızda 2, 2,1 yani 2'nin sınırlı da olsa üstünde, o civarda bir yataya yakın seyir söz konusu. Bugün gösterdiğimiz trend enflasyon biraz daha olumlu ama genel olarak 2 civarında bir katılık olduğunu söyleyebiliriz. Dezenflasyonda durmadan ziyade aslında bir yavaşlama söz konusu. Ekim ayı olumlu olsa da bunu teyit ediyor."

"(Sıkılaşma) Daha fazlası gerekirse bunu da yapmaya her zaman hazırız"

TCMB Başkanı Karahan, enflasyon görünümü bozulduğunda para politikasının tekrar kalibre edilmesi gerektiğini belirterek şu değerlendirmede bulundu:

"Bu da aslında faiz patikasının yukarı kayması demek. Bunu iki şekilde yapabilirsiniz. Bir tanesi faiz indirimlerine ara vermek ve bir süre durmak. Bu beklenen patikayı yukarı kaydırır. Bir diğer yolu da indirimlerin büyüklüğünü yani adım büyüklüğünü azaltmak. Bunlardan hangisinin doğru olduğu biraz daha o bozulmanın detaylarına ve şiddetine bağlı. Eylül ayı verisine baktığımızda ve ekim ayı için yaptığımız ön fiyat toplamaya baktığımızda, bu detaylarda durmayı gerektirecek bir bozulma görmedik. Ama yine de ikincil etkiler de olabileceği için önümüzdeki aylarda bunları da göz önünde bulundurarak, riskleri göz önünde bulundurarak adım büyüklüğünü küçülttük. Bu da daha önceki iletişimimizle tutarlı. Metnimizde adım büyüklüğüne yönelik bir ifade koymuştuk. Bu da enflasyon görüntüleri bozulma olursa bunu ilk olarak adım büyüklüğünü değiştirerek adresleyeceğimizi ifade eden bir cümleydi.

Nitekim baktığınızda da aslında piyasa fiyatlaması, mesela OAS eğrisinin ima ettiği 2026 yılı sonu faizi bir önceki enflasyon raporuna göre 2,5 puan yukarı kaydı. Piyasa katılımcılarının 2026 sonu faiz beklentisi 2 puan yukarı kaydı. Özetle, aslında para politikasında bir sıkılaşma yapmış olduk ya da bir yeniden kalibrasyon yapmış olduk. Tabii daha fazlası gerekirse bunu da yapmaya her zaman hazırız. Buna hazır olduğumuzu her zaman söylüyoruz. Bu içsel tepkiyi verdiğimizi ve vereceğimizi de göz önünde bulundurarak, 2026 hedeflerini de tahminlerini de güncellemedik."

"Enflasyonda iki yönde de riskler her zaman mevcut"

Fatih Karahan, ABD'nin yaptırım kararı sonrası Türkiye'nin Rusya'dan indirimli petrol tedarik imkanını kaybeden ülkeler arasında olduğuna ve enflasyon açısından akaryakıt konusunda bir risk görüp görmediklerine dair soruya karşılık, enflasyonda iki yönde de risklerin her zaman mevcut olduğunu söyledi.

Karahan, "Dönem dönem yukarı yönlü riskler, aşağı yönlü risklere göre daha belirgin olabiliyor. Bu da bizim politika tasarımımızda dikkate aldığımız unsurlardan, politika kararlarını verirken dikkate aldığımız unsurlardan bir tanesi. Jeopolitik riskler genel olarak son dönemde öne çıkıyor risk olarak, bazen de gerçekleşiyor. Petrol ve enerji fiyatlarında genel olarak yukarı yönlü hareketler görüyoruz." dedi.

Tahminleri yaparken gelecek dönem piyasanın ima ettiği fiyatları göz önünde bulundurduklarını dile getiren Karahan, şunları kaydetti:

"Tabii bunlar üzerinde riskler olduğunu da oradaki ima edilen oynaklıklardan hesaba katıyoruz ve tahmin aralığını belirlerken bu tarz farklı gelişmeler olabileceğini de mümkün olduğunca hesaba katıyoruz. Son dönem, belirsizliklerin çok arttığı ve tahmin edilmesi zor olan bir dönemden geçtiğimizi not etmek gerekiyor. Dolayısıyla hiç beklenmeyen gelişmeler olması durumunda, bunu önümüzdeki dönemde tahmin ya da hedeflerimize, çok büyük olacak olursa, yansıtmamız gerekebilir. Ama şu anda piyasanın ima ettiği oynaklıklar içindeki gerçekleşebilecek fiyat patikalarını göz önünde bulundurarak bir tahmin aralığı oluşturmaya çalışıyoruz."