Enflasyonla ilgili olarak elde dört veri var. Bunlardan üçü enflasyonun bir yıl sonra hangi düzeyde oluşacağına ilişkin tahminler. Dördüncü veri ise gerçekleşen enflasyonu gösteriyor.
Tahminler üç ankete dayanıyor:
■ Daha çok finans kesiminden gelen yanıtlarla oluşturulan piyasa katılımcıları anketi.
■ Reel sektör temsilcilerinin katıldığı iktisadi yönelim anketi.
■ Merkez Bankası ve TÜİK’in işbirliği ile yürütülen ve tüketicilerin ya da hanehalklarının katıldığı tüketici eğilim anketi. Gerçekleşme ise TÜİK’in açıkladığı TÜFE’deki yıllık artış.
En iyi tahmini vatandaş yapıyor
Her ay bir tahmin yapılıyor yapılmaya da, acaba bu tahminler ne ölçüde tutuyor?
2021’in ocak ayından 2023’ün temmuzuna kadarki tahminleri, 2022’nin ocak ayından bu yılın temmuzuna kadarki gerçekleşmeyle karşılaştırınca ortaya ilginç mi ilginç bir tablo çıktı.
Vatandaş bu dönemde tam isabet kaydetmiş.
Ocak 2021-Temmuz 2023 dönemi, 31 ay. Bu 31 aydaki tahminlerin gerçekleştiği dönem de Ocak 2022-Temmuz 2024 dönemi...
Yıllık tahminlerin gerçekleşmeyle ne ölçüde örtüştüğünü ay ay izlemek ve bundan bir sonuç çıkarmak pek doğru değil. Çok dalgalanma var. O yüzden tüm ayların ortalamasını alarak tahminlerin gerçekleşmeye ne kadar yaklaştığına bakmak daha doğru görünüyor.
■ Bu 31 ayda daha çok finans kesimi temsilcilerini kapsayan piyasa katılımcıları anketindeki tahminlerin ortalaması yüzde 25.10 olmuş.
■ Reel sektör temsilcilerinin aylık ortalama tahmini yüzde 40.85.
■ Vatandaşın yaptığı tahminlerin ortalaması ise yüzde 64.64 düzeyinde oluşmuş.
Peki bu 31 ayda yıllık TÜFE artışlarının ortalaması kaç olmuş dersiniz?
Tam yüzde 64! Yani vatandaşın tahmini olan yüzde 64.64 ile neredeyse birebir örtüşmüş.
Vatandaşın sağduyusu mu, sokağın nabzı mı, ne demeli bilmiyorum!
Ama şu kesin; piyasa katılımcıları anketini artık iyice sorgulamak gerekiyor. Hele hele çeyrek yüzyıllık geçmişi olan bu anketle elde edilen sonuçların (başlangıçta adı beklenti anketiydi) hâlâ “Merkez Bankası’nın tahmini” olarak nitelenmesi, bunun öğrenilememiş olması inanılır gibi değil.
2022; herkesi yanıltan yıl!
2022 enflasyonu için 2021 yılında yapılan tahminlerde üç kesim de çok fena yanıldı.
Yanılgı kaçınılmazdı; çünkü 2021 eylülünde nas gerekçesiyle faiz indirimine gidilip ekonominin alt üst edileceğini kimse bilemezdi.
Piyasa katılımcıları anketine yanıt verenlerin 2021’de 2022 için yaptıkları tahminin aylık ortalaması yüzde 13, reel sektörün tahmini yüzde 17, vatandaşın tahmini yüzde 46 olmuştu. Buna karşılık 2022 yılındaki yıllık artış ortalaması yüzde 72’yi buldu.
Herkes yanılmış, daha kötüsü yüksek enflasyonun kalıcı olacağı algısı yerleşmişti.
2022’deki yüksek enflasyonla beklentilerin çok kötü bozulduğu ortadaydı. Tahminler hızla yukarı çekildi. 2022 yılının tümünde ve geçen yılın ilk yedi ayında bir sonraki yıl için yapılan tahminlerin ortalaması piyasa katılımcılarında yüzde 33, reel sektörde yüzde 56, hanehalkında ise yüzde 76’ya çıktı. Buna karşılık bu dönemdeki ortalama enflasyon yüzde 59 olarak gerçekleşti.
Enflasyon beklentileri bozulmuştu bir kere; artık özellikle reel sektör ve vatandaş enflasyonun düşeceğine dönük inancını çoktan yitirmişti.
Gelecek bir yıl...
Merkez Bankası’nın sektörel enflasyon beklentileri raporuna göre gelecek yılın ağustosu için piyasa katılımcıları yüzde 29, reel sektör yüzde 54, vatandaş ise yüzde 73 enflasyon bekliyor.
Beklenti oranları böyle de peki Merkez Bankası’nın resmi enflasyon tahminine göre gelecek yılın ağustosunda yıllık enflasyonun nereye inmesi gerekiyor?
Hesap ortada; bir yıl sonra ağustosta enflasyonu yüzde 16 düzeyinde görmemiz gerekiyor. Yüzde 16 nereden mi çıkıyor; hani Merkez Bankası bu yılın ağustos ve eylülünde aylık yüzde 2.5, son çeyrekte yüzde 1.5’in biraz altında oranlar bekliyor ya, ben o beklentiyi yüzde 1.3 olarak dikkate alıyorum... 2025’in yıllık tahmini de resmi olarak yüzde 14, o da aylık ortalama yüzde 1.1 ya...
Şu durumda bu yılın eylülünden gelecek yılın ağustosuna kadar geçecek on iki aydaki fiyat artışının yüzde 16.30 olması gerekiyor.
Şimdiye kadarki tahminlerinde sürekli olarak gerçekleşmenin altında kalmış olan finans kesiminin tahmini bile bu oranın üstünde. Zaten piyasada bu oranda kalınabileceğine inanan kimse de yok.
Vatandaş ikna olmadan nasıl olacak?
Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele konusunda niye sürekli olarak beklentilere işaret ettiğini anlamak için işte bu veriler yeter. Özellikle vatandaş enflasyonun düşeceğine hiç inanmıyor ki...
İstenildiği kadar “Bu yıl 38 olacak, seneye 14’e inilecek, bir yıl sonra tek hane” denilsin, bunlar vatandaşın umurunda değil.
Vatandaş haksız da değil; tahmini aydan aya sapma gösterse de uzun vadede tutuyor.
Tahmin tutturma konusu bir yana ekonomi yönetiminin herhalde şapkayı önüne koyup “Vatandaş niye bizim öngörülerimize inanmıyor” diye düşünmesi gerekir.
Acaba bunun için ilk adım şeffaf bir enflasyon verisi açıklanarak ve kafalardaki soru işaretleri giderilerek atılabilir mi?
- Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve borsagundem.com.tr’nin editoryal politikasını yansıtmayabilir.