TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), temmuz ayında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 300 baz puan düşürerek yüzde 43'e çekti. Kurul ayrıca Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 49'dan yüzde 46'ya, gecelik vadede borçlanma faiz oranını da yüzde 44,5'ten yüzde 41,5'e indirdi.
Kurul, eylül ayında da politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 250 baz puan düşürerek yüzde 40,5'e çekti. Ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranı yüzde 46'dan 43,5'e, gecelik vadede borçlanma faiz oranı ise yüzde 41,52'den 39'a indirildi.
Öte yandan uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin kredi notunu "B1"den "Ba3"e yükseltirken, not görünümünü "durağan"a çevirdi. Fitch Ratings de Türkiye'nin kredi notunu "BB-", kredi notu görünümünü ise "durağan" olarak teyit etti.
Öte yandan TCMB, 23 Ağustos'tan itibaren gerçek kişiler için Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında yenileme ve açılış işlemleri yapılmayacağını duyurdu. TCMB, 23 Ağustos’tan itibaren gerçek kişiler için KKM hesaplarında yenileme ve açılış işlemlerinin (YUVAM hesapları hariç) yapılmayacağını bildirdi. Tüzel kişiler için bu adım daha önce şubat ayında atılmıştı.
Yurt içinde yürütülen dezenflasyon sürecinin olumlu şekilde ilerlemesinin yanı sıra Rusya-Ukrayna Savaşı'nın sona ereceğine dair iyimserlikler ve Orta Doğu'daki tansiyonun yatışmasıyla jeopolitik risklerin azalması bu dönemde BIST 100 endeksindeki yükselişi destekledi. 11.605,30 puanla rekor kıran BIST 100 endeksi yılın üçüncü çeyreğini yüzde 10,7 artışla 11.012,12 puandan tamamladı. Dolar/TL de yılın üçüncü çeyreğini yüzde 4,5 artışla 41,5851'den tamamladı.
Finansal piyasalarda yılın son çeyreğinde ABD'de federal hükümetin bütçe yetersizliği nedeniyle kapanması, teknoloji ve yapay zeka şirketlerine ilişkin yüksek değerleme endişeleri, jeopolitik riskler ve Fed yetkililerinin faiz indirimi konusunda ayrışan mesajlarıyla dalgalı bir seyir öne çıktı.
ABD'de Demokratların ve Cumhuriyetçilerin federal hükümete finansman sağlayacak bütçe üzerinde anlaşmaya varamaması ve hükümetin 43 günle tarihinin en uzun kapanma süresini yaşaması, ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz indirimlerine karşın Bankanın politikalarına ilişkin devam eden belirsizlikler, küresel piyasalarda risk algısını artırdı.
ABD'li teknoloji şirketlerine ilişkin "yüksek değerleme" endişeleri, ABD ile Çin arasındaki ticari ilişkilerde gerilimin devam etmesi ve özellikle Rusya-Ukrayna kaynaklı jeopolitik riskler de küresel piyasalarda risk iştahının törpülenmesine neden oldu.
Öte yandan, ABD ve Venezuela arasındaki gerilimin de etkileri takip edildi.