Gündem

Küresel zenginlerin servetinde rekor artış

Hisse senedi piyasaları, kripto varlıklar ve değerli metallerdeki yükselişle desteklenen bu artış, toplam kolektif serveti 11,9 trilyon dolara taşıdı.

Yıl boyunca kaydedilen bu devasa kazançlar, özellikle 2024 sonundaki ABD seçimleri sonrası ivme kazandı. Nisan ayında gümrük tarifelerine yönelik endişelerle yaşanan kısa süreli piyasa sarsıntısına rağmen, teknoloji sektöründeki "yapay zeka coşkusu" büyümenin ana motoru oldu.

Toplam kazancın yaklaşık %25’i; aralarında Elon Musk, Jeff Bezos, Larry Page ve Larry Ellison’ın bulunduğu sekiz isimden geldi.

Geçtiğimiz yıl bu sekiz ismin toplam kazançtaki payı %43 iken, bu yıl kazancın daha geniş bir tabana yayıldığı gözlemlendi.

Yılın en dikkat çeken figürü, Tesla CEO’su Elon Musk’ın yanı sıra Oracle Yönetim Kurulu Başkanı Larry Ellison oldu. Oracle hisselerindeki olağanüstü performans, Ellison’ı Eylül ayında kısa süreliğine de olsa "dünyanın en zengin insanı" unvanına taşıdı.

Musk ise sadece servetiyle değil, siyasi hamleleriyle de gündemdeki yerini korudu. Trump yönetimine verdiği destek ve Washington’daki maliyet düşürme odaklı çalışmalarıyla dikkat çeken Musk, liderlik yarışında Ellison ile kıyasıya bir mücadele verdi.

İşte kazanan ve kaybedenleriyle 2025'in en çok konuşulan zenginleri...

Teknoloji dünyasının duayen ismi ve Oracle kurucu ortağı Larry Ellison, 81 yaşında olmasına rağmen şirketindeki operasyonel ağırlığını artırarak devasa bir yapay zeka (AI) ve medya genişlemesine liderlik ediyor. Ellison, Oracle’ın yapay zeka altyapısına yönelik borç finansmanlı büyüme stratejisiyle hem teknoloji hem de finans dünyasında dengeleri değiştiriyor.

10 Eylül tarihinde Oracle’ın yapay zeka odaklı büyüme planlarını içeren güçlü çeyrek raporunun ardından, Ellison’ın net serveti tek bir günde 89 milyar dolar yükseldi. Bu rakam, Bloomberg Milyarderler Endeksi tarihinde bugüne kadar kaydedilen en büyük bir günlük servet artışı olarak kayıtlara geçti.

Ellison, teknoloji yatırımlarının yanı sıra medya sektöründe de büyük oynamaya devam ediyor. Ünlü iş insanı, oğlu David Ellison’ın yürüttüğü ve Warner Bros. Discovery Inc. şirketini hedefleyen 108 milyar dolarlık satın alma teklifinin öz sermaye kısmına şahsen kefil oldu. Bu hamle, Ellison ailesinin eğlence dünyasındaki etkisini kalıcı hale getirmeyi hedefliyor.

2024 seçim döneminin en büyük bağışçısı olan ve ardından Washington’da kamu harcamalarını kısıtlamaya yönelik kritik roller üstlenen Elon Musk, siyaset sahnesinden iş dünyasına hızlı bir dönüş yaparak servetini tarihi bir zirveye taşıdı. SpaceX’in değerlemesindeki artış ve Tesla’daki yeni onaylanan tazminat paketiyle Musk, serveti 600 milyar doları geçen ilk isim oldu.

2025 yılının bahar aylarını "Kamu Verimliliği Departmanı" çatısı altında federal kurumlarda bütçe kesintileri ve personel azaltma operasyonlarını yöneterek geçiren Musk, bu süreçte finansal zorluklarla karşılaştı. Siyasi faaliyetlerine yönelik tüketici tepkileri, Tesla hisselerinde ciddi bir değer kaybına yol açmış ve Musk'ın net servetini baskılamıştı.

Donald Trump ile yaşadığı fikir ayrılıkları sonucu Beyaz Saray’daki görevinden ayrılan Musk, odağını yeniden teknoloji yatırımlarına çevirdi. Bu ayrılığın ardından Musk’ın finansal grafiği şu gelişmelerle yeniden yükselişe geçti:

SpaceX Dünyanın En Değerli Özel Şirketi: Şirket içindeki hisse satışları, SpaceX’i dünyanın en değerli özel şirketi konumuna getirirken Musk’ın servetini 600 milyar doların üzerine taşıdı.

Tesla’da Dev Onay: Tesla hissedarları, Musk için yeni bir tazminat paketini onayladı. Bu paket, şirketin belirli performans hedeflerine ulaşması durumunda Musk’ı dünyanın ilk "trilyoneri" yapabilecek bir yol haritası sunuyor.

Finans analistleri, Musk’ın Washington’daki tartışmalı döneminin ardından SpaceX ve Tesla’daki operasyonel başarılara odaklanmasının piyasalarda güven tazelediğini belirtiyor. Tesla’nın önümüzdeki yıllar için belirlenen iddialı büyüme hedeflerini yakalaması durumunda, Musk’ın bireysel servetinin "trilyon dolar" sınırını aşmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Avustralya’nın en zengin kişisi Gina Rinehart, küresel tedarik zincirinin en kritik halkalarından biri olan nadir toprak elementleri pazarında devasa bir portföy oluşturarak jeopolitik dengeleri değiştiriyor. Şahsi şirketi Hancock Prospecting aracılığıyla hareket eden Rinehart, Çin dışındaki en büyük nadir toprak elementleri portföyüne sahip isim haline gelerek yarı iletken ve elektrikli araç teknolojilerinde kilit bir oyuncu konumuna yükseldi.

Nadir toprak elementleri; akıllı telefonlardan savaş uçaklarına, yarı iletkenlerden elektrikli araç bataryalarına kadar geniş bir teknoloji yelpazesinde vazgeçilmez bir yere sahip. Rinehart’ın bu alandaki agresif yatırımları, Batı dünyasının bu kritik madenlerde Çin’e olan bağımlılığını azaltma çabalarıyla paralellik gösteriyor. Analistler, Rinehart’ın bu hamlesini sadece ticari bir başarı değil, aynı zamanda küresel bir stratejik güç kazanımı olarak nitelendiriyor.

Rinehart’ın yatırım stratejisi sadece madencilikle sınırlı kalmadı. Avustralyalı milyarder, Donald Trump ile olan yakınlığı ve medya sektöründeki pozisyonuyla da gündemde.

Donald Trump ve ailesi, son 15 aylık süreçte modern başkanlık tarihinde eşine az rastlanır bir finansal genişleme kaydederek servetlerini yaklaşık %70 oranında artırdı. Bloomberg Milyarderler Endeksi’ne göre, ailenin yatırım portföyü kripto varlıklardan nükleer enerji ortaklıklarına kadar geniş bir yelpazede çeşitlendi.

Trump ailesi, 2024 seçimleri öncesinde ve sonrasında dijital varlık piyasasında aktif bir rol üstlendi. Özellikle başkanın ikinci göreve başlama töreni öncesinde tanıtılan ve Trump ile eşi Melania’nın isimlerini taşıyan "memecoin"ler (şaka amaçlı üretilen kripto birimler), piyasadaki dalgalanmalara rağmen aile servetine 200 milyon dolardan fazla katkı sağladı.

Buna ek olarak:

World Liberty Financial: Trump ve oğullarının seçimden haftalar önce kurduğu kripto platformu.

Madencilik Faaliyetleri: Donald Trump Jr. ve Eric Trump’ın, dijital para madenciliği yapan American Bitcoin Corp. gibi projelere dahil olması, ailenin kripto ekosistemindeki etkisini pekiştirdi.

Ailenin en büyük varlıklarından biri olan Trump Media, Aralık ayında nükleer füzyon şirketi TAE Technologies ile birleşme kararı aldığını açıklayarak dikkatleri üzerine çekti. Şirketin hisseleri Ocak ayındaki zirvesinden %70 aşağıda seyretse de, bu birleşme haberi varlık değerinde önemli bir sıçrama yarattı.

Finansal büyümenin yanı sıra, Trump hukuk cephesinde de kritik bir zafer elde etti. Ağustos ayında, 464 milyon dolarlık sivil dolandırıcılık cezası temyiz mahkemesi tarafından iptal edildi. Ancak mahkeme, Mar-a-Lago malikanesi gibi varlıkların değerinin şişirildiği yönündeki bulguları onadı.

Analistler, Trump ailesinin siyasi nüfuz ile ticari girişimleri harmanlayan bu modelinin, ABD başkanlık tarihindeki en büyük aile serveti artışlarından birine zemin hazırladığını belirtiyor.

Bir dönem Filipinler’in en zengin ismi olan Manuel Villar, gayrimenkul imparatorluğunun merkezindeki şirketi Golden MV Holdings Inc. hisselerinde yaşanan %80’lik sert düşüşle birlikte, modern finans tarihinin en büyük bireysel servet kayıplarından birini yaşadı. Villar’ın net varlığından sadece birkaç gün içinde 18 milyar dolardan fazla değer silindi.

Piyasalardaki bu büyük sarsıntı, Golden MV Holdings üzerindeki altı aylık işlem yasağının Kasım ayında sona ermesiyle tetiklendi. Şirketin işlem görmesinin durdurulma gerekçesi, finansal sonuçların zamanında açıklanmaması ve bir arazi alımına dair ortaya çıkan çarpıcı verilerdi:

Çelişkili Rakamlar: Şirketin, Manuel Villar’ın kendisinden 93 milyon dolara satın aldığı bir araziyi, kısa süre sonra 23 milyar dolar üzerinden yeniden değerlediği ortaya çıktı.

Piyasa Tepkisi: Bu devasa değer farkının kamuoyuna yansıması ve şeffaflık sorunları, yatırımcı güvenini sarsarak hisselerin serbest düşüşe geçmesine neden oldu.

Villar, gayrimenkul tarafındaki krizle boğuşurken, enerji ve altyapı sektöründeki varlıklarını da elden çıkarıyor. Milyarder iş insanı, su dağıtım şirketi PrimeWater’daki tüm hisselerini perakende devi Lucio Co’ya sattı.

PrimeWater, geçtiğimiz Temmuz ayında hükümet tarafından olası "usulsüzlükler" nedeniyle inceleme altına alınmıştı.

Bu satış, Villar’ın üzerinde yoğunlaşan hukuki ve finansal baskıları hafifletme çabası olarak yorumlanıyor.

Ekonomi analistleri, Villar’ın yaşadığı bu kaybın Filipinler borsasındaki genel güven endeksini de etkileyebileceğini belirtiyor. Bir dönem ülkenin en zengin ismi olan Villar’ın, bu ölçekteki bir servet kaybının ardından küresel milyarderler listesindeki konumunu koruyup koruyamayacağı merak konusu.