2026 yılıyla birlikte TÜFE ağırlıklarını belirleme yöntemi Eurostat’a uyum çerçevesinde kökten değişecek. TÜİK bu konuda ilk açıklamayı çok önce, 30 Ekim’de yaptı zaten. Değişecek olan neydi; TÜFE ağırlıkları şimdiye kadar hanehalkı bütçe anketi esas alınarak belirleniyordu, 2026’dan itibaren ise ağırlıklar belirlenirken GSYH hanehalkı nihai tüketim harcamalarındaki ağırlıklar esas alınacak.

Bu bilgiye itirazı olan var mı, yok; olamaz zaten.

Peki itiraz neye; ağırlık belirlemedeki yöntem değişikliğinin özellikle kiranın TÜFE’deki ağırlığını aşağı çekecek olmasına.

Buna niye itiraz ediliyor peki?

Bu konuda, yani kiranın ağırlığının düşeceği konusunda şimdiden bir şey söylenemezmiş, çünkü ağırlıklar henüz belli değilmiş. Bunu dile getiren ve “Kiranın ağırlığı düşecek” diyenlere şiddetle karşı çıkanlar var.

Ağırlıkların henüz belli olmadığı doğru ama eldeki verilerden dört işlem yaparak bir sonuç elde edilemez mi, pekâlâ edilir, biraz gayret gösterenler için bu çok kolay. Bu konuda biraz da mantık yürütmek gerekiyor tabii ki, yürütebilenler için!

“Kiranın ağırlığı düşmez de düşmez” diye, “Ağırlık düşecek şeklinde şimdiden kesin yargıya varılamaz” diye ayak direyenler ve adeta cansipârâne bir şekilde bu görüşü savunanlar… Peki ısrarla “Düşmez” demek yerine bir araştırma yaptınız mı, bu konuyu üç beş kişiye sordunuz mu, yoksa ezbere mi konuşuyorsunuz? Büyük ekonomist olduğunuza göre herhalde bir bildiğiniz vardır!

TÜİK’ten çok TÜİK’çi!

Birileri ısrarla “Nereden çıktı bu ağırlığın düşeceği” diyor ya, hadi ben ve benim gibi bu konuya kafa yoran herkes baştan sona yanlış hesap yaptı.

İyi de TÜİK’in bu konuyla ilgili yetkilileri “Evet kiranın ağırlığı düşecek” diyor. Bu kulaklar o açıklamayı yerinde ve birinci ağızdan duydu.

Hangisi bozacı, hangisi şıracı pek belli olmayan birileri birbirlerini destekler nitelikle paylaşımlarla bu konuda kafa yoranları, hesaplama yapanları itham etmekten geri durmuyor. Bu kişiler, “Benim bildiğim kadarıyla” diye başlayıp “TÜİK olsa olsa konut grubunun ağırlığının düşeceğini söylemiş olabilir, kira denmemiş” diyebiliyor.

Ama dendi, “Kiranın ağırlığı düşecek” dendi; ne olacak şimdi? Bu beyler, “Bildiğim kadarıyla” diye başlayarak basın mensuplarının ve finans kesimi temsilcisinin duyduğunu ve yazdığını yalanlamaya kalkışıyor.

Ben birinci ağızdan duydum, ya siz?

İnsanların isminin önünde profesör ya da iktisatçı yazması onların bu alanda her şeyi bildiğini göstermez. Zaten hiç kimse her şeyi bilemez. Ama kendini bilen, bilgiye saygı gösterir.

Bu kişiler çıkıp “Kiranın ağırlığının düşeceğini henüz söylenemez” diyorlar ya. Acaba bu yargıya nasıl vardılar ya da bu bilgiyi nereden aldılar?

Ben söyleyeyim, hiçbir yerden!

Hiçbir yerden, çünkü ortada böyle bir bilgi yok, olamaz da zaten; yani kiranın ağırlığının düşmeyeceği şeklinde bir bilgi olamaz. Kiranın ağırlığının düşeceğini ben söylemiyorum ki, bizzat TÜİK yetkilileri söy-lü-yor!

TÜİK yetkilileri 9 Aralık Salı günü düzenledikleri bilgilendirme toplantısında bunu açık açık dile getirdi. Ama düşüşün oranı bilinmiyor, o doğru.

Bu beşinci yazım

Bir de bu konunun son günlerde fazla gündeme getirildiği gibi bir ima var.

Sakın bu konuyu son günlerde izlemeye başlayan ve gördüğü birkaç haber ve yorumdan dolayı geçmişte ne yazıldığını atlayanlar olmasın!

Bu, TÜFE’deki kiranın ağırlığının düşeceği konusundaki benim beşinci yazım. Bu konuyu yazan elbette başkaları da oldu. Yazılarımın tarihlerini ve başlıklarını sıralayayım da başkaları gibi benim de bu konuya daha önce defalarca eğildiğim bilinsin.

■ 12 Kasım: “TÜFE’deki hesaplama değişikliğiyle enflasyon sanki daha düşük görünecek.”

■ 13 Kasım: “TÜFE’de yeni ağırlıklar belirlenirken kira ne olacak?”

■ 27 Kasım: “Enflasyonda asıl kavga gürültü seneye kopacak.”

■ 10 Aralık: “2026’da kiranın ağırlığı düşecek, enflasyon da daha düşük görünecek.”

Bir de bu yazı, konuya beş kez değinmiş durumdayım.

Peki “Kiranın ağırlığı düşmeyecek korosu” bugüne kadar ne yaptı? Kendini ekonomist olarak görenlere düşen bir görev vardır. Geniş halk kitlelerini ilgilendiren böyle bir konuda kuşkucu davranmak ve “Kiranın ağırlığı düşerse enflasyon ne olur” diye kafa yormak. Bu yapılacağına “Ağırlığın düşeceği de nereden çıktı” diye kestirip atmak ve bu konuda kafa yoranları da itham etmek nasıl bir anlayışın sonucudur?

Ben ve benim gibi bu konuyu günlerdir irdeleyenler kadar duyarlı yaklaşmayın bu konuya, hele hele TÜİK’in toplantısını izlemek için ta İstanbul’dan günübirlik kalkıp gelen arkadaşlar kadar çaba hiç sergilemeyin, sonra da itham üstüne itham.

Sahi niye? Sizin amacınız geniş kitleleri çok yakından ilgilendiren bu konuyu irdelemek olmayabilir. Ama en azından susmayı bilin, bu konuda emek verenleri, halkı bilgilendirmeye çalışanları yalanlamaya kalkışırken de dikkatli olun!

“Bir şey incelemeden yorum yapanlara gelsin!”

Yalanlama çabasında her ne kadar isim geçmiyorsa da kastedilenlerden biri de benim, çünkü bu konuda şimdiye kadar dört yazı yazdım. En detaylı hesaplamayı içeren yazım bu köşede daha 10 Aralık’ta yer aldı. Konuyu CNBC-e’de 11 Aralık’taki 4’te Ekonomi programında da yine çok detaylı olarak izah etmeye çalıştım.

İthamlarda ismim geçmediği için ben de isim vermeyeceğim ama bu yazı, hem o kişileri bilgilendirme amaçlı bir yazıdır, iyi okurlarsa öğrenebilirler, hem de bir uyarı yazısıdır!

“Ben emin değilim, demek ki öyle değil” mantığıyla açıklama yapmak yakışık almıyor!

Bu tür açıklamalar, ben de dahil o toplantıda bulunan ve neyin ne olduğunu bizzat TÜİK yetkililerinden duyan herkese saygısızlık.

Herkes kendi bildiği işi yapsın, bıraksınlar biz de gazeteciliğimizi yapalım.

Hele hele radyoda istek şarkı mı çaldırıyorsunuz ki “Bu da bir şey incelemeden yorum yapanlara gelsin” diye paylaşımlar yaparak birbirinize omuz veriyorsunuz!

Yazımın ikinci bölümünü okuyun, bakın bakalım bir şeyler inceleyip mi, yoksa sizin gibi kulaktan dolma bilgilerle mi yazı yazıyoruz.

Kiranın ağırlığı işte böyle düşecek

Kiranın ağırlığında yaşanacak düşüşü bu kez tane tane ve daha detaylı anlatacağım. Konuyu zaten bilenler bilgi tazelemesi olarak görsün, bilmeyen ya da anlamayanlar ise bilgi edinsin…

  1. TÜFE’de bu yıl konut grubunun ağırlığı yüzde 15,22, bu grup kapsamında gerçek kiranın ağırlığı yüzde 6,80, diğer kalemlerin ağırlığı yüzde 8,42. TÜFE’de izafi kira yok, yenisinde de olmayacak.
  2. Önümüzdeki yılın yeni ağırlıklarını bu yılın mevcut ağırlıklarıyla kıyaslamak doğru değil. Yöntem değişmeseydi 2026’da ağırlıklar ne olurdu, diye düşünelim. Yeni yöntemle belirlenecek ağırlıkları, bu soruya yanıt olarak ortaya çıkacak ağırlıklarla kıyaslamak gerekir.
  3. Konut grubunun bu yılki ağırlığını belirttim; yüzde 15,22 ve bu grupta kasım itibarıyla yıllık artış yüzde 49,92. Yıl sonundaki artışların da aynı düzeyde oluşacağını varsayarsak konut grubu artışı genel artışın (yüzde 31) üstünde olacağı için bu grubun bir sonraki yıldaki ağırlığı artacak. Bu oranlara göre konut grubunun yüzde 15,22’lik ağırlığı 2026’da yüzde 17,5 dolayına çıkacaktı.
  4. Gelelim konut grubu içinde kiranın durumuna… Konut grubunda yüzde 49,92 artış var ama bu kapsamdaki kiradaki artışın oranı yüzde 63,5. Yani kiradaki artış, genel TÜFE artışının çok üstünde. Bu farktan dolayı kiranın bu yılki TÜFE’de yüzde 6,8 olan ağırlığı, seneye yüzde 8,5 düzeyine yükselecekti. Dolayısıyla kiranın ağırlığı yeni yöntemle örneğin yüzde 5 olsa kıyaslamayı 6,8’e göre değil, aslında 8,5’e göre yapmak ve düşüşün 3,5 puan olduğunu söylemek gerekir. Ya da kiranın ağırlığı 2026’da örneğin yüzde 7 oldu, bu sefer tutup kiranın ağırlığının arttığı dile getirilemez. Çünkü 2026’nın gerçek ağırlığı yüzde 6,8 değil ki, 8,5 olmalıydı. Yani 2026’da kirada yüzde 8,5’in altında kalacak her ağırlık, aslında bu yıla göre bir gerileme demektir.
  5. Peki kiranın ağırlığı ne kadar düşecek, gelin şimdi bu soruya yanıt arayalım… Bir kere 2026 TÜFE’sinde kullanılacak 2025’in GSYH hanehalkı nihai tüketim harcamalarının oranı belli değil. Zaten yıl tamamlanmadı, ocak ayında ilk veri ortaya çıkınca TÜFE ağırlıkları hemen belirlenecek.
  6. GSYH’de 2025 verileri önceki yıllardan çok farklı olmayacaktır. Nihai tüketim harcamalarında en son veri 2024’e ait ve orada konut grubunun payı yüzde 15,85 düzeyinde. Hadi bir yıl önemli değil diye geride kalan on yılın ortalamasını alalım, o da yüzde 15,41. Kaldı ki konut grubundaki fiyat artışı 2024’te yüzde 69’du, bu yıl yüzde 49-50’ye iniyor. Kira artışı 2024’te yüzde 105’ti, bu yıl yüzde 60’lara iniyor. Böyle bir eğilim varken bu yılki hanehalkı nihai tüketim harcamalarının payı herhalde yüzde 15’in çok üstüne çıkmayacaktır.
  7. 2025’in GSYH hanehalkı nihai tüketim harcamalarında konutun payını yüzde 16 varsayalım. Bu paydan TÜFE’de yer almayan izafi kirayı düşmek gerekiyor. Peki düşülecek izafi kiranın oranı ne kadar, işte o bilinmiyor ve açıklanmıyor. Ama elimizde tahmin yürütmemizi sağlayan bir dizi veri var.
  8. TÜİK’in 2 Haziran 2025 tarihinde açıkladığı 2024 yılına ait hanehalkı tüketim harcaması istatistiklerine bakmak gerekiyor. Burada yer alan verilere göre 2024’teki kira harcamalarının yüzde 62,3’ü izafi kira, yüzde 37,6’sı gerçek kira. 2024 ve 2023’ten önceki yıllarda izafi kira oranı yüzde 45-50 arasında ama konut sahipliğinin arttığını gösteren izafi kira oranının yükselme eğiliminde olduğu çok açık. Bu oran 2023’te birden yüzde 59’a, geçen yıl ise yüzde 62,3’e çıktı. Dolayısıyla bu yılki izafi kira oranı da en az yüzde 60 olacaktır.
  9. İzafi kira-gerçek kira oranına ilişkin bir veri daha aktarayım. TÜİK’in yine 2 Haziran 2025 tarihli 2024 yılı hanehalkı tüketim harcamaları istatistiklerinde konut ve kiranın ağırlığı yüzde 26 olarak yer alıyor. Peki yüzde 26 ile TÜFE’deki yüzde 15,22 arasındaki fark ne; izafi kira. Yani yüzde 26’nın 10,78’i izafi kira. Yüzde 15,22’nin 6,8’i de gerçek kira. Toplayalım gerçek kira ile izafi kirayı, 17,58. Bu kiranın toplamı. Bu oranda yüzde 10,78 izafi kiranın payı yüzde 61, yüzde 6,80 gerçek kiranın payı yüzde 39. Bu oranlar madde 8’de aktardığım paylarla örtüşüyor, zaten öyle olması gerekirdi.
  10. Şu durumda kiranın yüzde 40’ının gerçek kira, yüzde 60’ının izafi kira olduğunu varsayabiliriz. Madde 1’de vurguladım, bu yıl için konut grubundaki harcamaların yüzde 6,8’i kira, kalan yüzde 8,42’si diğer harcamalar; elektrik, su, doğalgaz gibi… 8,42’lik bu ağırlıkta fazla bir değişiklik beklenmiyor. Dolayısıyla GSYH’den gelecek nihai tüketim harcamalarının yine yaklaşık 8 puanı bu kalemler olacak ve 16’nın yarısı olan diğer 8 de kiraya kalacak.
  11. Peki kalan bu 8’in ne kadarı gerçek kira, ne kadarı izafi kira olacak? Bir önceki maddede yazdım; toplam kiranın yüzde 40’ını gerçek kira, yüzde 60’ını izafi kira olarak varsaymak yanlış olmaz. Yani yüzde 8’lik kiranın yüzde 40’ı, bir başka ifadeyle yüzde 3,2’si gerçek kira olacak, yüzde 60’ı olan 4,8’i TÜFE hesabında dikkate alınmayacak. Hadi yarı yarıya diyelim, bu durumda gerçek kira oranı yüzde 4’te kalacak. Dolayısıyla konut grubunun toplam ağırlığı yüzde 4 gerçek kira ve yüzde 8 diğer kalemler olmak üzeri yüzde 12 dolayına inecek.
  12. Yüzde 4’lük gerçek kirayı bu yılın 6,8’lik ağırlığıyla kıyaslasak bile kayda değer bir gerileme var. Ama aslında kıyaslamayı yöntem değişmemiş olsaydı kiranın 2026’da ulaşacağı yüzde 8,5’lik ağırlıkla yapmak gerekiyor, ki bu durumda düşüş yarı oranından fazla.
  13. Şimdi anlaşılmış mıdır kiranın ağırlığının nasıl düşeceği ve bu hesaplamanın altında yatan etkenlerin neler olduğu! Demek ki “bir şeyler inceleyip” yazıyormuşuz…

• Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve borsagundem.com.tr’nin editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Kaynak: ekonomim.com