Japonya Merkez Bankasının Tokyo’da düzenlediği bir konferansta konuşan Williams, özellikle yüksek düzeyde belirsizlik yaratan ticaret politikalarının etkilerine dikkat çekti. Williams, merkez bankalarının bu tür belirsizlik ortamlarında “yanlış yapmanın maliyetinin, potansiyel faydalardan daha ağır bastığı” bir değerlendirmeyle politika üretmeleri gerektiğini belirtti.
Williams, özellikle enflasyon beklentilerinin merkez bankası hedeflerinden sapmasına izin verilmemesi gerektiğini ifade ederek, enflasyonun kalıcı hale gelmesini önlemek adına zamanında ve güçlü reaksiyon verilmesinin önemine değindi.
Beklentilerin çıpalanmasının, geçici şoklar karşısında dahi enflasyonun istikrarını koruyabilmek açısından kritik olduğunu aktaran Williams, COVID-19 döneminde yaşanan arz şoklarının ardından ortaya çıkan belirsizliklerin hâlâ fiyatlara nasıl etki edebileceği konusunda dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Ayrıca, “Belirsizlik oldukça önemli ölçüde arttı.” diyerek merkez bankalarının bu konuda son derece dikkatli olması gerektiğini bildirdi.
ABD rezervleri yeterli düzeyde, piyasalarda panik gözlenmiyor
Konuşmasında likidite durumu ve piyasaların genel işleyişi hakkında da değerlendirmede bulunan Williams, ABD finans sisteminde rezerv seviyesinin hâlâ yüksek olduğunu ve bu durumun piyasa şokları karşısında tampon işlevi gördüğünü söyledi. Trump yönetiminin ticarete ilişkin tarifeleriyle ilgili endişelerin finansal piyasalarda dalgalanmalara neden olduğunu kabul eden Williams, buna rağmen piyasaların iyi çalışarak büyük işlev bozukluklarının yaşanmadığını kaydetti.
Williams, özellikle Nisan ayında piyasalarda gözlemlenen güçlü işlem hacimlerinin, alıcılar ve satıcılar arasındaki sağlıklı dengenin korunduğunu gösterdiğini ifade etti. Bu akışın, COVID-19 pandemisinin başlarında yaşanan sistemik bozulmalarla kıyaslandığında daha istikrarlı ve kontrollü bir yapıda olduğunu belirtti. Mevcut rezerv bolluğunun, gelecekte yaşanacak finansal stresler karşısında da ABD piyasaları için güvence sunduğunu vurguladı.