Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bu yıl "Yeniliklerin Sanatı" teması altında düzenlenen 18. Verona Avrasya Ekonomik Forumu'nun açılışına katıldı.
Çırağan Sarayı'nda başlayan ve yarın da devam edecek forum, İtalyan sivil toplum kuruluşu Associazione Conoscere Eurasia tarafından organize ediliyor.
Forum bu yıl "New Energy for New Economic Realities" (Yeni Ekonomik Gerçeklikler için Yeni Enerji) teması altında, "The Art of Innovation" (Yeniliğin Sanatı) sloganını taşıyor.
"Turistik tüketim harcamaları, diğer sektörlerdeki üretim faktörlerinin gelirlerini oluşturmaktadır"
Açılışta konuşan Bakan Ersoy, Türkiye ile işbirliği kuran Associazione Conoscere Eurasia'ya forumu düzenledikleri için duyduğu memnuniyeti dile getirerek, forumun enerji, ulaşım, tarım, finans, dijital teknoloji ve turizm gibi sektörlerde yaşanan gelişmelerin ekonomiye etkilerini irdelemeyi amaçladığını vurguladı.
Turizmin önemine dikkati çeken Ersoy, Dünya Turizm Örgütü rakamlarına göre, geçen yıl dünyada 2 trilyon dolar turizm gelirinin elde edildiğini, 2025'in ilk altı ayında ise turist sayısının 690 milyona ulaştığını aktardı.
Ersoy, turizmin çok boyutlu yapısıyla ekonomi başta olmak üzere yaklaşık 38 farklı sektör ve alanla doğrudan ve dolaylı olarak ilişkili olduğuna kaydederek, şöyle devam etti:
"Turizmin bünyesinde barındırdığı bu avantajlar, ülkelerin dikkatlerini bu sektör üzerinde yoğunlaştırmalarına sebep olmuş, özellikle gelişmekte olan ülkeler, karşılaştıkları ekonomik sorunlar ve dar boğazların aşılması sürecinde turizme giderek daha çok önem verir hale gelmişlerdir. Ülkeye gelen turistlerin ve iç turizme katılan vatandaşların yaptığı tüketim harcamaları ile artan turizm talebini karşılamak, turistik alt ve üst yapıyı iyileştirmek ve hizmet kalitesini yükseltmek amacıyla yapılan turistik tüketim harcamaları, gerek turizm sektöründe, gerekse sektörü besleyen diğer sektörlerdeki üretim faktörlerinin gelirlerini oluşturmaktadır."
"En fazla yabancı ziyaretçi alan ülkeler Türkiye, Fransa, İspanya ve İtalya"
Turizmin ekonomik getirilerinin yanı sıra halklar arasında kültürel etkileşimi artırdığını sözlerine ekleyen Ersoy, "Bu noktada turizmin sadece bir kesim ve zümre için değil, tüm insanlar için bir hak ve gereklilik olduğu gerçeği önem kazanmaktadır. Çünkü kültürlerarası diyalog, toplumsal ve sosyal yakınlaşma ancak tüm grup ve sınıfların turizme dahil olmasıyla mümkün olabilmektedir." görüşünü paylaştı.
Mehmet Nuri Ersoy, geçen yılki verilere göre 1,5 milyarlık uluslararası turizm hareketliliğinin 747 milyonunun Avrupa'da, 316 milyonunun ise Asya'da olduğunu söyleyerek, şu bilgileri verdi:
"Bu noktada Türkiye, Fransa, İspanya ve İtalya gibi Avrupa ülkeleri dünyada en fazla yabancı ziyaretçi alan ülkeler sıralamasında ilk 5'in içerisinde yer almaktadır. Coğrafi konumları, Akdeniz'de yer alan birer kıyı ülkesi olmaları, iklimleri, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan zengin tarihi ve kültürel çeşitlikleri ve mutfak kültürleri gibi benzer karakteristiklere sahip bu ülkeler, yerli ve yabancı ziyaretçilerin aileleriyle ve bireysel olarak tatil yapabilecekleri deniz ve kültür turizminde en fazla tercih edilen ülkeler arasındadır. Asya ve Avrupa kıtalarının birleşme noktasında yer alan Türkiye'nin de bu özelliklere ilaveten sahip olduğu misafirperverlik geleneği, doğal güzellikleri ve farklı köklerden ve dinlerden toplumların yüzyıllardır uyum içinde yaşadığı kadim Anadolu toprakları, dünya turizmi için eşsiz bir kaynak olmasını sağlamıştır."
"Yılın geride kalan aylarına ait veriler, bu yılki turizm hedeflerine ulaşacağını göstermektedir"
Ersoy, dünya üzerinde hem çok sayıda uygarlık ve tarihi hadiselere ev sahipliği yapmış hem de doğal ve beşeri faktörler sayesinde mevcut tüm turizm çeşitlerinin rahatlıkla uygulanabildiği ülke sayısının oldukça az olduğuna dikkati çekti.
Türkiye'nin deniz turizminde de gözde destinasyonlardan olduğunu aktaran Ersoy, şöyle devam etti:
"Türkiye, termal turizm, kış sporları ve doğa turizmi, dalış ve ekoturizm, kongre, fuar ve düğün turizmi, kruvaziyer ve yat turizmi, golf turizmi ve inanç turizmi gibi alternatif turizm türleri açısından da eşsiz imkanlara sahiptir. Ülkemizin bu tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleri, 2024 yılında 62,3 milyon ziyaretçi sayısı ve 61,1 milyar dolar turizm geliri ile her sene kendi rekorunu kırarak hak ettiği karşılığı bulmuştur. Bu yılın geride kalan aylarına ait veriler de ülkemizin bu yılki turizm hedeflerine ulaşacağını göstermektedir. Bu başarı elbette sadece mevcut kültür ve turizm potansiyeli ile açıklanamaz. Bu başarıda, ülkemizin son yıllarda ve özellikle pandeminin ardından tanıtım stratejileri ile güvenli ve sürdürülebilir turizm konularında sarf ettiği yoğun çabanın haklı bir getirisi olmuştur."
Bakan Ersoy, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının, Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenen turizm strateji ve politikaları doğrultusunda, Türkiye'nin turizm hedeflerine ulaşmasına, turizm olanaklarının dünyada tanıtılmasına ve pazarlanmasına ilişkin stratejiler geliştirerek, tüm dünyada başarılı tanıtım faaliyetleri yürüttüğünü anlattı.
Güvenli Turizm Sertifikası, Sürdürülebilir Turizm Belgesi, gece müzeciliği uygulaması ve tüm yıla yayılan kazı ve restorasyon çalışmalarının olduğu "Geleceğe Miras" projesine de değinen Ersoy, "Bakanlık olarak elbette bu başarıları hiçbir zaman yeterli görmüyor, ülkemizin turizmden elde ettiği payı artırmak amacıyla hedeflerimizi her sene biraz daha yükseltiyoruz." dedi.
"Turizm stratejisinin en önemli unsuru tanıtım politikaları"
Bakan Ersoy, sürdürülebilir turizme ilişkin de şunları söyledi:
"Genel olarak sürdürülebilir turizmin hedeflerini, doğal kaynakların etkili bir şekilde korunması, aşırı kullanımın ve atıkların azaltılması, doğal, kültürel ve sosyal çeşitliliğin muhafaza edilmesi, yerel toplumun turizm planlamasına dahil edilmesi, yerel ekonominin desteklenmesi, turizm endüstrisi ve kamu arasında karşılıklı koordinasyon sağlanması, personel eğitimi ve turistlerin bilgilendirilmesi ve bu konularda araştırmaların yapılması şeklinde sıralamak mümkündür. Ancak bu noktada önemli olan, bu hedefleri sadece turizmden en fazla gelir elde eden ve en fazla turist ağırlayan ülke olmak değil, turizm faaliyetlerini çevreye, doğaya, insana ve diğer tüm değerlere saygılı biçimde ve bir kalite çatısı altında sunabilmenin amaçlanmış olmasıdır. Geniş bir perspektifle bakıldığında, kültürel ve turistik değerlerin gelecek kuşaklara bugünkü güzellikleri ve değerleriyle bozulmadan hatta geliştirilerek aktarılması temel görüş olarak algılanmalıdır."
Turizm stratejisinin en önemli unsurunun tanıtım politikaları olduğunun altını çizen Ersoy, "Bunun için öncelikle ülkenin eğitim, gelir ve demografik yapısı göz önünde tutularak, değişik gelir gruplarına yönelik tatil ve seyahat programları geliştirilmesi gerekir. Ülke hakkında az bilinen ya da hiç bilinmeyen yönlerin sunulabilir duruma getirilmesi, alternatif turizm çeşitleri ortaya çıkarılarak daha cazip ve daha güçlü alternatif varış noktaları ve güzergahlar oluşturulması ve turizm hareketliliğinin mümkünse tüm yıla yayılması doğru olacaktır. Ayrıca ülkelerin turizm tanıtımının yoğun bir şekilde gündeme getirilmesi, ülkeleri temsil eden imajın geliştirilip daha sonra ne çeşit bir turist profiline hitap edileceğinin saptanması, ülke ve ülke turizminde yaşanan olumlu gelişmelerin her mecrada dünya kamuoyuna anlatılması, takip edilebilecek diğer önemli tanıtım stratejileridir." diye konuştu.
18. Verona Avrasya Ekonomik Forumu
18. Verona Avrasya Ekonomik Forumu, bu sene Rusya, Türkiye ve Avrasya ülkelerinden iş dünyası temsilcilerini buluşturarak uluslararası işbirliği, yatırım fırsatları ve sürdürülebilir üretim konularında önemli bir diyalog ortamı sunacak.
Rusya forumda, yüksek kalite, yenilikçilik ve çevresel sorumluluk standartlarına sahip ürünleriyle öne çıkan firmalarını "Made in Russia" markası altında bir araya getirecek.
Ziyaretçiler, gıda ve şekerleme ürünlerinden porselenlere, kişisel bakım ürünlerinden yenilikçi çözümlere kadar geniş bir ürün yelpazesini inceleme fırsatı bulacak.