Ekonomi

JPMorgan’dan ABD anketi

Küresel piyasalarda bu hafta dikkatler, ABD’nin ticaret politikaları, Asya piyasalarındaki para birimi etkileri ve Avrupa’daki görünüm üzerine yoğunlaşıyor.

JPMorgan (JPM) ve Goldman Sachs (GS) gelen analizler yatırımcı stratejilerindeki değişimi ortaya koyarken, ABD Başkanı Donald Trump’ın açıklamaları da tekrar piyasa yönünü etkileyen önemli unsurlar arasında yer aldı. Ayrıca Avrupa Birliği’nin yeni yaptırım planları, Çin’in dış ticaret politikaları, İtalya’nın kredi görünümünde yaşanan iyileşme ve ABD Merkez Bankası yetkililerinin politika belirsizliklerine yönelik açıklamaları öne çıktı.

"Amerika’yı Sat" modu güçleniyor

JPMorgan’ın küresel yatırımcıları kapsayan anketine göre, ABD ekonomisine yönelik karışık beklentiler ve risk piyasalarındaki temkinli duruş "Amerika’yı sat" modunu güçlendirdi. Anket, 45 ülkeden katılımcıların %36’sının 2025’te en iyi getiriyi Avrupa borsalarından beklediğini ortaya koyarken, yalnızca %17’lik kesim ABD hisselerinin bu performansı göstereceğini söyledi. Altına yönelim %23, Bitcoin tahminleri %17, ABD Hazine tahvilleri ise yalnızca %7 oranında tercih edildi.

JPMorgan analistleri resesyonun temel senaryo olmaktan çıkmakla birlikte, büyümeye yönelik karamsarlığın barizleştiğini vurguladı. Raporda, özellikle uluslararası yatırımcıların ABD risklerini evvelki dönemlere nazaran daha zayıf algıladığına dikkat çekilirken, büyüme odaklı işlemlerde düşüş yaşandığı belirtildi.

Yuan’daki güçlenme, Çin hisselerini destekliyor

Goldman Sachs stratejistleri, Çin yuanının değer kazanmasının Çin borsalarında yükselişe katkı verebileceğini bildirdi. Stratejistler tarafından yayımlanan analizde, yuanın dolara karşı her %1 değerlenmesinin Çin hisselerinde ortalama %3’lük bir yükselişe yol açabileceği belirtildi. Bu etki, özellikle şirket karlılığındaki toparlanma ve yabancı yatırımcı girişlerindeki artışla destekleniyor.

Goldman Sachs, bu ayın başlarında 12 aylık dolar/yuan tahminini 7,35’ten 7,00 seviyesine çekmişti. Bu revizyon, Çin’deki yerli kurumsal yapılar ve para politikasıyla yakından ilişkilendirilirken, ABD ile süregelen ticaret gerilimleri içinde yuanın göstereceği direnç, Çin varlıklarının seyrinde belirleyici rol oynayacak.

Trump: “U.S. Steel ABD’nin kontrolünde olacak”

ABD Başkanı Donald Trump, Japon Nippon Steel ile yapılan 14 milyar dolarlık anlaşma kapsamında, U.S. Steel’in ABD tarafından kontrol edileceğini açıkladı. Trump, söz konusu yatırımın 70 bin kişiye istihdam sağlayacağını ve yeni bir çelik fabrikası kurulacağını duyurdu. Anlaşma, ABD’nin stratejik üretimi elinde tutma çabaları kapsamında değerlendiriliyor.

Trump ayrıca, ABD’nin tank, çip ve yapay zekâ ürünleri üretimine ağırlık vermek istediğini, tekstil ürünleri gibi düşük katma değerli üretimleri başka ülkelere bırakmakta sakınca görmediğini belirtti. Bu açıklamalar, ABD’nin üretim politikalarında savunma ve ileri teknoloji odaklı yönelimini yeniden gözler önüne serdi.  

AB’den Rusya’ya yeni yaptırım hazırlığı: SWIFT ve enerji hedefte

Avrupa Birliği, Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’ya yönelik yeni bir yaptırım paketi üzerinde çalışıyor. Bloomberg’in konuya yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre, yeni yaptırım kapsamında 20’den fazla Rus bankasının SWIFT sisteminden çıkarılması planlanıyor. Bu adım, Rusya’nın uluslararası finans sisteminden biraz daha izole edilmesini amaçlıyor.

Ayrıca önerilen önlemler arasında, Rus petrolüne uygulanan fiyat tavanının aşağı çekilmesi ve Kuzey Akım doğal gaz boru hatlarına yönelik daha katı kısıtlamaların gündeme alınması yer alıyor. Avrupa Komisyonu’nun planlarla ilgili olarak üye ülkelerle istişare sürecini sürdürdüğü, yaptırımların kesin kapsamı ve zamanlaması konusunda henüz nihai bir karar alınmadığı bildirildi.

Çin yeni politika araçlarını değerlendiriyor

Çin Başbakanı Li Qiang, küresel tedarik zincirlerinde yaşanan bölünmeler ve artan ticaret engellerine dikkat çekerek, Çin’in dış ticaret stratejisini yeniden yapılandıracak adımları değerlendirdiklerini açıkladı. Endüstriyel zincirlerdeki aksamalar ve küresel düzeydeki düzensizliklere işaret eden Li, bazı “alışılmadık ekonomik araçların” da gündeme alınabileceğini belirtti.

Cakarta’da düzenlenen bir sempozyumda konuşan Başbakan, Çinli firmaların yurtdışındaki operasyonlarını desteklemek adına yeni ekonomik iş birliklerinin teşvik edileceğini ifade etti. Devlet haber ajansı Xinhua’ya göre bu çabalar, Çin’in mevcut ekonomik dinamizmini sürdürebilmesi ve küresel ticarette etkinliğini koruması için önemli bir stratejik yönelim olarak değerlendiriliyor.

Moody’s’ten İtalya’ya kredi notu görünümünde iyileştirme

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, İtalya’ya ilişkin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e yükseltti. Kuruluş, İtalya’nın “Baa3” seviyesindeki kredi notunu sabit tutarken, özellikle 2023 yılına ait mali performansın beklentileri aşması ve siyasi ortamın görece istikrar arz etmesi nedeniyle bu revizyonun yapıldığını açıkladı.

Moody’s açıklamasında, iyileştirilmiş görünümün güçlü iş gücü piyasası, sağlam hanehalkı ve şirket bilançoları ile sağlıklı bir bankacılık sistemine dayandığını belirtti. İtalya Ekonomi Bakanı Giancarlo Giorgetti de kararı memnuniyetle karşılayarak, bunun hükümetin sergilediği disiplinli mali politikaların bir sonucu olduğunu vurguladı. Geçtiğimiz ay, S&P de benzer şekilde İtalya’nın kredi notunu yükseltmişti.

ABD’de belirsizlik hâkim: Ticaret anlaşmaları ve göçmenlik politikası yatırım kararlarını etkiliyor

ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinden Neel Kashkari, yakın gelecekte ekonomi üzerinde belirleyici olacak bazı belirsizlik unsurlarına dikkat çekti. Kashkari, özellikle ticaret politikalarındaki belirsizliklerin Eylül ayından önce alınması olası para politikası kararlarını etkileyebileceğini söyledi. Ayrıca, göçmenlik politikalarının iş gücü piyasası üzerindeki etkisinin de işletmelerin yatırım planlarını gözden geçirmesine neden olduğunu belirtti.

Kashkari, ABD’nin önümüzdeki aylarda ticaret anlaşmalarını hayata geçirmesi durumunda piyasalardaki belirsizlik düzeyinde önemli bir azalma yaşanabileceğini ifade etti. Ancak hâlihazırda eldeki verilerin bir yön göstermekte yetersiz kaldığını ve resmin Eylül’e kadar netleşip netleşmeyeceğinin belli olmadığını vurguladı. Bu açıklamalar, yatırımcılar açısından temkinli bir duruşun sürdüğüne işaret ediyor.