TÜİK’in fiyat endeksini hemen herkes eleştiriyor. Vatandaşın temel eleştiri gerekçesi belli; TÜİK’in gerçek fiyat artışını açıklamadığı dile getiriliyor. Gelir dağılımı adaletsizliğinin çok artması ve bunun sonucunda hanelerin harcama kalıplarının çok değişmesi de açıklanan orana inanılmamasında en büyük etken.
Vatandaş gıda ve barınmaya giderek daha fazla para ayırmak durumunda kalıyor ama bu eğilim TÜFE’deki ağırlıklara yeterince yansımıyor. Bu da endeksin ortaya koyduğu orana güven duyulmamasında en başta gelen etken oluyor.
TÜİK de bu güvensizliğin üstüne sürekli tuz biber ekiyor! Madde fiyatlarını gizliyor, sanki bu yetmezmiş gibi sonra tutuyor madde ağırlıklarını açıklamaktan da vazgeçiyor.
Ya diğer endeksler
TÜİK’e olan güvensizlik zaman içinde başka fiyat endekslerinin ön plana çıkması, onların daha fazla itibar görmesi sonucunu doğurdu. Bu endekslerin başında da İstanbul Ticaret Odası’nın geçinme endeksi geliyordu. Çok eski baz yılıyla ve madde sepetiyle hesaplanan bu endekse bu yılbaşından itibaren yeni bir endeks eklendi: İstanbul Tüketici Fiyat Endeksi.
2023 baz yılıyla hesaplanan ve Ocak 2024’ten bu yana olan verileri bilinen söz konusu endeksin sonuçları bu yıl ocaktan itibaren açıklanıyordu, bu endeksin haziran ayı sonuçları da önceki gün ilan edildi. Haziranda yüzde 1,77 artış olmuştu.
Ama bu endekse ilişkin haziran ayı açıklamasında çok önemli başka bir detay daha vardı.
Endeks Ocak 2024’ten bu yana olan tüm aylar için, yani Ocak 2024-Mayıs 2025 için revize edilmişti. İTO revizyona niye gerek duyulduğuna ilişkin bir açıklama yaptı yapmaya ama fiyat endekslerinin nasıl hesaplandığını bilen uzmanların yorumu, böyle bir işlemin çok yanlış olduğu şeklinde. Fiyat endeksi konusunda uzman bir ismin söylediği özet olarak şu oldu:
“Belli ki endeksin kurulumunda hata var ve böyle bir açıklama da çok talihsiz olmuş.”
Ocak ayındaki tanıtım
İstanbul Ticaret Odası’nın yeni endeksi tanıtmak için ocak ayında düzenlediği toplantıya katılmış ve endeksin teknik sunumunu yapanlara basit birkaç soru yöneltmiştim.
Başta şöyle bir eleştirim vardı, hâlâ var. Türkiye’nin ücretliler için bir endekse ihtiyacı vardı ve İTO zaten bunu yapıyordu. Dolayısıyla o endeksi güncelleyip geliştirmek dururken TÜİK’le adeta rekabete girişircesine TÜFE hesaplamaya başlanması hataydı. Bunu o toplantıda da dile getirmiştim ama İTO tercihini bu yönde kullanmıştı.
Tanıtım toplantısında yanıt alamadığım sorular oldu. Örneğin, TÜİK’in artık gizlemekte olduğu başlıca kalemlerin ağırlığı, başta kira olmak üzere hangi oranda alınmıştı? Bu soruma yanıt bulamadım.
Şimdi de güncelleme
Türkiye TÜİK’in hesapladığı TÜFE’ye alternatif olabilecek, en azından TÜFE’nin ne kadar doğruyu gösterdiğini kıyaslayabileceği güvenilir bir fiyat endeksi arayışı içinde. Her ne kadar İTO’nun, İstanbul için de olsa geçinme endeksi yerine TÜFE hesaplamaya girişmesi önemli bir alandan çıkması demekse de hiç olmazsa TÜİK’in oranını test etme olanağını vermesi açısından tabii ki bu endeks de değerli bir çalışma.
Ancak önceki gün yapılan revizyon İTO’nun TÜFE’sine ilişkin bakışı ne yazık ki değiştirdi.
Temel ilke, fiyat endekslerinin revize edilmeyeceğidir çünkü.
Fiyat oluşmuş, endekse girmiş ve hesaplama yapılıp bitmiştir.
Başka göstergeler revize edilir; sanayi üretimi, dış ticaret, GSYH, ödemeler dengesi... Bunlar normal. Ama fiyat endeksi revize edilmez.
Uzman ismin söylediği gibi belli ki İTO’nun TÜFE’si oluşturulurken ciddi bir hata yapılmış.
Baskı sonucu revizyon iddiası boş!
İTO’nun endeksindeki eski ve yeni oranları aktarayım.
Eski endekse göre 2024 yılının artışı yüzde 50,37 düzeyindeydi. Revizyon sonrası bu oran yüzde 49,71 oldu.
Bu yılın ilk beş ayındaki artış eski verilere göre yüzde 19,53’tü. Revizyon sonrası ise bu oran yüzde 18,54 düzeyinde oluştu.
Revizyon yapılmamış olsaydı ilk altı aydaki artış (haziran yüzde 1,77 olduğuna göre) yüzde 21,65 düzeyinde gerçekleşecekti.
Revizyondan sonraki gerçekleşme yüzde 20,63 oldu.
Yani revizyon topu topu 1 puan dolayında bir değişiklik sonucu doğurdu.
Dolayısıyla kimilerinin ileri sürdüğü gibi İstanbul Ticaret Odası’nın bir takım baskılar sonucu bu revizyona gidip enflasyonu düşük göstermeye yöneldiği iddiası tümüyle havada kalan bir iddia.
Bir kere İTO’dan böyle bir istekte bulunulmuş mudur, bilemem ama istenmiş olsa bile İTO bu isteği yerine getirir mi?
Kaldı ki varsayın böyle bir istek ve baskı geldi, İTO da buna direnemedi, tutup 2024’ün ocak ayından bu yana olan dönem için revizyona gitmeye gerek var mı? Oranlarla oynanacaksa bundan sonrası için oynanır, olur biter!
Dolayısıyla bu revizyon, İTO’nun TÜFE’sini oluşturan heyetin sorumluluğunda olan büyük bir hatadan ibarettir.
• Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve borsagundem.com.tr’nin editoryal politikasını yansıtmayabilir.