Ekonomi

IMF: Küresel ekonomik görünüm ılımlı seyrediyor

IMF’nin "Ekim 2025 Dünya Ekonomik Görünüm" raporuna göre, küresel ekonomi yılın ikinci yarısında yavaşlama eğilimine girmesine rağmen büyüme tahminleri nispeten güçlü kalıyor.

ABD’nin yıl başında açıkladığı geniş kapsamlı tarifelere rağmen etkiler beklenenden daha sınırlı olurken, IMF bu yıl için küresel büyümeyi %3,2, 2026 için ise %3,1 olarak öngörüyor. Bu rakamlar, geçen yıla kıyasla toplamda 0,2 puanlık bir aşağı yönlü revizyona işaret ediyor.

IMF Başekonomisti Pierre-Olivier Gourinchas, ABD’nin ticaret anlaşmaları yoluyla bazı ülkelere muafiyet sağlamasının ve özel sektörün tedarik zincirlerini hızlı biçimde yeniden düzenlemesinin büyümedeki kaybı sınırladığını belirtti. Ancak rapor, yüksek gümrük vergilerinin halen yürürlükte olması ve kalıcı bir ticaret anlaşması olmaması nedeniyle risklerin sürdüğünü vurguluyor.

ABD’de sıkılaşan göç politikalarının iş gücü arzını azaltarak arz yönlü baskı yarattığı, buna karşın yapay zekâ yatırımlarındaki güçlü artışın büyümeyi desteklediği kaydedildi. Çin’de ise gayrimenkul sektöründeki kırılganlığın devam ettiği, düşük kredi talebi ve borç-deflasyon riskinin ekonomi üzerindeki baskıyı artırdığı ifade edildi. Almanya’nın mali genişleme adımları Euro Bölgesi büyümesini desteklerken, gelişmekte olan ekonomiler zayıflayan dolar ve güçlü politika çerçeveleri sayesinde direnç gösterdi.

IMF, risklerin hâlâ aşağı yönlü olduğunu belirterek ticaret gerilimlerinin yeniden artması durumunda küresel üretimin gelecek yıl %0,3 düşebileceği uyarısında bulundu. Raporda dört ana risk öne çıkıyor: yapay zekâ yatırımlarında aşırı iyimserlik ve olası piyasa düzeltmesi, Çin’de süregelen yapısal sorunlar, gelişmiş ekonomilerde artan mali baskılar ve merkez bankalarının bağımsızlığını zayıflatabilecek politik müdahaleler.

Kurum, belirsizliklerin azaltılması ve düşük tarifelere dönüşün yanı sıra yapay zekânın verimlilik artışını desteklemesi halinde küresel üretimin kısa vadede %1 artabileceğini öngörüyor. IMF, güveni artıracak, mali sürdürülebilirliği koruyacak ve yeniliği teşvik edecek politikaların büyüme görünümünü kalıcı biçimde iyileştirebileceğini vurguladı.