Altın, hisse senetleri ve gayrimenkulle birlikte, dünya genelinde en popüler değer saklama araçlarından biri. İnsanlar özellikle paranın değerini kaybettiği enflasyon dönemlerinde altına yatırım yapmaya yöneliyor.
Ancak gümüşe yatırımlar da son dönemde giderek artıyor. Gümüş, son aylarda dikkat çekici bir yükseliş yaşadı ve yılın başında ons başına yaklaşık 30 dolar seviyesindeyken değerini iki kattan fazla artırarak 12 Aralık'ta ons başına 64,65 dolarla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.
Gümüş, New York Ticaret Borsası'nın (NYMEX) emtia bölümü olan COMEX'te ocak ayında 30 dolar civarında işlem gördü. Yaz ayları boyunca 37 ila 40 dolar aralığında seyreden fiyatlar, eylül ayında belirgin şekilde yukarı yönlü kırılım yaşadı. Ardından ivme hızlandı ve gümüşün değerindeki en güçlü yükseliş yılın son üç ayında görüldü.
Yıl başından bu yana yüzde 110 artış
DW Türkçe'nin DW muhabiri Nicolas Martin'den derlediği haberine göre yıl başından bu yana kaydedilen yüzde 110'luk artış, uzun süredir altının "yoksul kuzeni" olarak görülen ve piyasalarda genellikle altının gerisinde kalan gümüş için önemli bir geri dönüş anlamına geliyor.
Bazı yatırımcılar kısa vadede olası bir fiyat düzeltmesi, yani gümüşün değerinin düşüşe geçmesi konusunda uyarılarda bulunsa da gümüşe ilişkin genel beklenti önümüzdeki yıl için iyimserliğini koruyor.
2025 öncesinde gümüş, son on yılın büyük bölümünü ons başına 15 ila 25 dolar aralığında geçirmiş, yatırımcı ilgisinin arttığı dönemlerde zaman zaman 30 doların üzerine çıksa da yükseliş momentumunu kalıcı kılmakta zorlanmıştı.
ABD dolarının değer kaybının etkisi
1980 ve 2011'de yaşanan önceki zirvelerde bile gümüş fiyatı ons başına yaklaşık 49 doları aşmamış, altının bin 900 doların üzerine çıkan sıçramalarının oldukça gerisinde kalmıştı.
Ancak bu yıl altın gümüşe kıyasla görece zayıf performans sergileyerek yüzde 60 artışla ons başına yaklaşık 4 bin 340 dolara yükselirken, gümüş fiyatı ise iki kattan fazla arttı.
Bu kırılma kısmen ABD dolarındaki değer kaybı ve ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirimine gideceği beklentileriyle beslendi. Bu tür beklentiler, değerli metalleri güvenli liman varlıkları olarak daha cazip hale getiriyor.
Gümüş üretimini hangi zorluklar bekliyor?
Ancak gümüşün yükselmesini sağlayan asıl unsur, üretimin talebe yetişmekte zorlanmasıyla birlikte küresel arzın giderek daralması oldu.
Küresel gümüş üretiminin yarısından fazlasını gerçekleştiren Latin Amerika'da, madenlerin yaşlanması ve rezervlerin azalması nedeniyle üretimde düşüş yaşanıyor.
Küresel arzın yüzde 25'ini karşılayan Meksika'da üretim son yıllarda çift haneli oranlarda geriledi.
Ülkenin en büyük madenlerinden biri olan ve Chihuahua eyaletinin kuzeyindeki San Julian madeninin ekonomik ömrünü 2027'de tamamlayacağı tahmin ediliyor.
Fresnillo şirketi tarafından işletilen bu maden, şirketin en büyük operasyonlarından biri olma özelliğini taşıyor. Ancak cevher tenörleri düşüyor ve rezervler hızla tükeniyor.
Küresel gümüş arzının neredeyse üçte birini birlikte sağlayan Peru, Bolivya ve Şili de çıkarma maliyetlerini artıran ve verimliliği düşüren düşük cevher tenörleriyle mücadele ediyor.
Bu ülkeler aynı zamanda siyasi istikrarsızlık ve daha sıkı madencilik düzenlemeleriyle karşı karşıya. Bu durum, madencilik sektörlerine yönelik yeni yatırımları caydırmış durumda.
Londra merkezli GlobalData analistlerine göre, yeni keşifler yapılmadığı veya destekleyici düzenlemeler hayata geçirilmediği sürece Latin Amerika'dan gelen üretimin on yılın sonuna doğru durgunlaşması ya da gerilemesi bekleniyor.
Öte yandan gümüş piyasası, The Silver Institute'un geçen ay yayımladığı rapora göre üst üste beşinci yıldır yapısal bir arz açığı veriyor. Enstitüye göre, bu yıl talebin arzı yaklaşık 95 milyon ons aşması bekleniyor.
Gümüşe olan talep neden artıyor?
Gümüş talebi yalnızca yatırımcıların onu bir değer saklama aracı olarak görmesi nedeniyle artmıyor. Bu değerli metal, modern teknoloji ve temiz enerji için de vazgeçilmez hale gelmiş durumda.
Özellikle benzersiz elektriksel ve termal iletkenlik özellikleri, gümüşü hızla büyüyen küresel endüstrilerde kritik kılıyor. Örneğin güneş panelleri, elektriği iletmek için gümüşe ihtiyaç duyuyor. Hükümetlerin yenilenebilir enerji hedeflerini hızlandırmasıyla birlikte fotovoltaik sektörden gelen talebin keskin şekilde artması bekleniyor.
Elektrikli araçlar da içten yanmalı motorlu otomobillere kıyasla üçte iki oranında daha fazla gümüş kullanıyor. Gümüş, bataryalarda, kablolamada ve şarj altyapısında kullanılarak yeşil ulaşımın geleceğine doğrudan entegre ediliyor.
Gümüş, dijital ekonomide de giderek daha kritik bir rol üstleniyor. Yapay zeka çipleri ve veri merkezleri, hız ve güvenilirliğin hayati olduğu verimli devreler için gümüşe bağımlı durumda.
Metal, büyük elektrik yüklerini taşıma kapasitesi sayesinde temiz sinyaller ve ölçekli, istikrarlı performans sağlıyor. Yüksek termal iletkenliği ise yapay zeka iş yüklerinin ürettiği aşırı ısının dağıtılmasına yardımcı oluyor.
Madeni para ve külçe olarak gümüş kullanımında düşüş yaşansa da mücevher, elektronik, tıbbi cihazlar ve tüketim ürünleri gibi geleneksel kullanım alanları güçlü seyrini koruyor.
Gümüş talebi giderek artacak
The Silver Institute, küresel endüstriyel gümüş talebinin önümüzdeki beş yıl boyunca istikrarlı şekilde artmasını bekliyor.
Oxford Economics ise bu ay yayımladığı hesaplamalara göre, otomotiv sektöründeki gümüş talebinin 2031'e kadar yıllık yüzde 3,4 oranında artacağı ve aynı dönemde ABD'de veri merkezi inşaatlarında beklenen yüzde 65'lik artıştan gümüşün önemli ölçüde fayda sağlayacağı öngörülüyor.
Gümüşün tarihsel rolü
Binlerce yıl boyunca gümüş, para ve değer saklama aracı olarak güven duyulan bir metal oldu. Antik medeniyetler, nadir bulunması, dayanıklılığı ve kolay bölünebilmesi nedeniyle gümüşü ticarette kullandı.
Avrupalı sömürgecilerin Latin Amerika'da devasa gümüş yataklarını keşfetmesiyle bu metalin önemi daha da arttı ve gümüş, günlük işlemlerin temel aracı haline geldi.
İspanya'da yüzyıllarca kullanılan para birimi olan real bazında düşünüldüğünde, 8 real değerindeki İspanyol "sekizlikler," Amerika'dan Asya ve Avrupa'ya kadar dolaşan, dünyanın ilk küresel ticaret parası olarak kabul edildi.
19'uncu yüzyılda ABD ve Birleşik Krallık dahil birçok ülke para birimlerini hem altına hem gümüşe bağladı. İngiliz sterlini adını, bir pound gümüşten aldı.
19'uncu yüzyılda ülkelerin gümüş standardını terk etmesiyle gümüş para olma rolünü kaybetti.
Altın merkez bankası rezervlerinde kalırken, gümüş daha çok endüstriyel kullanıma yönlendirildi.
Buna rağmen gümüş, uzun süre günlük para olarak kullanılmasının mirası sayesinde enflasyona ve finansal istikrarsızlığa karşı bir korunma aracı olma itibarını korumayı sürdürdü.