Goldilocks Geri mi Döndü?

Ne Çok Sıcak, Ne Çok Soğuk Bir Dünya Ekonomisi Gerçekten Mümkün mü?

Piyasalar biraz nefes almaya görsün, biz ekonomistlerin diline hemen o sihirli kelime dolanıverir: Goldilocks. Ne çok sıcak, ne çok soğuk… Tam kararında bir ekonomi. Enflasyon kontrol altında, büyüme devam ediyor, merkez bankaları da kenardan memnuniyetle izliyor.

Jeopolitik risklerin kronikleştiği, arz şoklarının kalıcılaştığı, merkez bankalarının ise geçmişteki hataların faturasını hâlâ ödediği bir küresel düzende, Goldilocks hâlâ sahneye çıkabilir mi? Yoksa piyasaların kendini avutma biçimi mi bu?

ABD: Yumuşak İniş mi, Sert Gerçeklik mi?

2025 yılı ABD ekonomisi için tam anlamıyla “kararsız iyimserlik” modunda geçti. İş gücü piyasası hâlâ görece güçlü; istihdam artışı yavaşlasa da çöküş yok. Manşet enflasyon düşüyor, çekirdek enflasyon ise inatçı ama yön aşağı.

Fed politika faizini %3,50-3,75 seviyesinde tutuyor. Fed 2026'da 1 faiz indirimi öngörmesine karşın piyasaları 2026 yılında Fed’in 2 faiz indirim yapacağını tahmin ediyor.

Powell'ın açıklamaları sonrasında Ocak toplantısında bir faiz indirimi beklenmezken, piyasa ilk faiz indirimi için takvimleri işaretlemeye başladı. Piyasalar, Fed’den ilk faiz indiriminin Nisan ya da Haziran toplantısında gelebileceğini tahmin ediyor. Hisse senetleri bu hikâyeyi çoktan satın aldı: S&P 500 rekor seviyelerde…

Ancak bu tablo kusursuz değil… Ücret artışları hâlâ yüksek. Hizmet enflasyonu kolay kolay pes etmiyor. Çin kaynaklı küresel talep zayıflığı sürerken, Trump’a dair tarifeler konusunda yeni bir gerginlik yaratır mı endişeleri sürüyor. Öyle ki, Trump’ın yıl içerisinde tarifelere dair attığı adımlar ve söylemler sadece ABD ekonomisini değil, küresel ekonomiyi de olumsuz etkiledi. Nitekim, gümrük tarifeleri sadece serbest girişimin önünde bir engel değil, aynı zamanda ülkeler arasındaki karşılıklı ticarette eşitsizliğin de kaynağıdır. Tarifelerin en belirgin etkisi, sermaye ve emeğin, daha karlı ve verimli çalışabilecekleri alanlardan/sektörlerden, tüketicinin aleyhine olacak şekilde, daha az karlı alanlara kaydırılmasıdır.

Dolayısıyla, ABD ekonomisi için bu kadar belirsizlik içerisinde bir “Goldilocks” durumunda bahsetmek çok doğru olmayacaktır.

Türkiye: Kontrollü Soğuma mı, Kırılgan Denge mi?

Türkiye cephesinde tablo daha karmaşık ama bir o kadar da ilginç.

Yıllık enflasyon %30’lu seviyelere doğru gerilerken, TL’de reel değerlenme ve iç talepteki yavaşlama ekonomide belirgin bir yavaşlama sinyali vermiyor. Dolayısıyla bir yandan sıkı duruş korunurken, enflasyonda geri çekilmenin devam ettiği bir yandan ise ekonomide belirgin bir yavaşlama olmadan süreç yönetilebilirse, Türkiye açısından bir tür “Goldilocks” senaryosundan söz etmek mümkün.

Merkez Bankası’nın sıkı duruşunu sürdürmesi, dezenflasyon sürecine olan güveni destekliyor. Aylık enflasyon verilerindeki ivme kaybı, hem ekonomiye hem de TCMB’ye güveni destekliyor.

Ama denge hassas… Dış finansman ihtiyacı, CDS’lerdeki oynaklık ve küresel risk iştahındaki ufak bir bozulma bu tabloyu hızla tersine çevirebilir. Türkiye’de Goldilocks, pamuk ipliğine bağlı bir kavram.

Küresel Resim: Herkesin Goldilocks’u Kendine

Burada kritik bir nokta var: Goldilocks küresel bir durum olmak zorunda değil.

ABD ekonomisine dair, henüz uzak olsa da, Goldilocks ihtimalleri değerlendirilirken, Avrupa hâlâ durgunluk sınırında geziniyor. Çin, yapısal sorunlar ve zayıf tüketici güveniyle boğuşuyor. Buna karşılık Hindistan ve Japonya gibi bazı Asya ekonomileri görece daha sağlıklı bir büyüme patikasında.

Türkiye ise bu denklemin tam ortasında. Hem küresel rüzgârlara açık, hem de kendi iç reform ajandasına fazlasıyla bağımlı.

Son Söz: Goldilocks Bir Hedef mi, Bir Yanılsama mı?

Goldilocks ekonomisi, merkez bankaları için mükemmel bir hedef. Ama çoğu zaman sadece hedefte kalıyor. Gerçek hayatta ekonomi genellikle ya biraz fazla ısınıyor ya da gereğinden fazla soğuyor.

Yine de doğru politika karması, sabır ve iletişimle, her ekonomi için olmasa da, bazı ekonomilerde kalıcı bir denge uzun vadede mümkün olabilir. Ama bazen bir ülkenin “kararında ekonomisi”, başka bir ülke için fırtına anlamına gelebildiği unutulmamalı.