New York Times’a verdiği röportajda konuşan Williams, ABD iş gücü piyasasında yavaşlama risklerinin giderek arttığını ve bu nedenle daha fazla faiz indiriminin gerekli olabileceğini ifade etti.
Williams, aynı zamanda Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) daimi oy hakkına sahip başkan yardımcısı konumunda yer alıyor. İş gücü piyasasındaki yavaşlamaya rağmen şu an için bir resesyon öngörüsünde bulunmadığını belirten Williams, para politikalarının istihdam üzerindeki olumsuz etkisini sınırlı tutarak enflasyonu hedef seviyelere çekmenin önemine dikkat çekti.
“Daha düşük faiz bekliyorum ama uyum sağlamalıyız”
Williams, açıklamasında “Benim kişisel görüşüm, bu yıl daha düşük faiz oranlarına sahip olacağımız yönünde, ancak bunun ne kadar ve ne zaman olacağını veriler belirleyecek.” ifadelerini kullandı. Enflasyonun %2’nin çok üzerine çıkması ve yeniden kontrol altına alınamaması durumunda ekonomik güven kaybının yüksek olacağını söyleyen Williams, bu dengeyi sağlamak için temkinli ancak etkili adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Eylül ayında Fed, faiz oranlarında çeyrek puanlık bir indirime gitmişti. Başkan Jerome Powell bu adımı, ekonomi üzerinde baskı oluşturmaya devam eden ancak aynı zamanda iş gücü piyasasındaki ani zayıflamalara karşı koruma sağlayabilecek bir politika olarak tanımlamıştı.
Eylül tutanakları ile uyumlu açıklamalar
Williams’ın değerlendirmeleri, Fed’in 16-17 Eylül tarihlerinde gerçekleştirdiği toplantının tutanaklarında yer alan ifadelerle örtüşüyor. Söz konusu toplantıda üyeler, iş gücü piyasasındaki kırılganlığı dikkate alarak daha fazla faiz indiriminin gerekebileceği konusunda uzlaştı. Ancak enflasyonun halen hedefin üzerinde seyretmesi, politika yapıcıların temkinli kalmasına neden oldu.
Piyasalar, Fed’in 28-29 Ekim tarihli Para Politikası Kurulu toplantısında ikinci bir çeyrek puanlık indirim gerçekleştirmesini bekliyor. Bu beklenti, Williams’ın son açıklamalarıyla birlikte daha fazla önem kazandı.
Fed’in bağımsızlığı vurgulandı
Williams, röportajda merkez bankasının siyasi baskılardan bağımsız hareket etmesi gerektiğini de hatırlattı. Özellikle, Başkan Donald Trump’ın Fed Yönetim Kurulu Üyesi Lisa Cook’u görevden alma girişimi ve tekrar eden faiz indirimi çağrılarının kurumun bağımsızlığı üzerindeki etkilerine değindi.
Bağımsızlık ilkesine büyük önem verdiğini dile getiren Williams, para politikası kararlarının yalnızca ekonomik verilere ve uzun vadeli istikrara odaklı olarak şekillenmesi gerektiğini belirtti. Bu yaklaşımın, Fed’in güvenilirliğini ve iş gücü ile fiyat istikrarı arasındaki hassas dengeyi koruyabilmesi açısından kritik olduğuna işaret etti.