Bir yazıyı başlamadan önce başlığı mutlaka belirlemiş olurum. Önce yazıyı yazıp sonra başlığı atmışlığım hiç yoktur, o şekilde çalışamam. Yazı ilerledikçe başlıkta bazen küçük değişiklikler yaparım ama özüne dokunmam. Oysa bu yazıya başlarken başlık bulmakta zorlandım ve çok sayıda başlık arasında gidip geldim…
■ Asıl sorun asgari ücretin düzeyi değil, asgari ücretle çalışanların çokluğu
■ Asgari ücrette asıl sorun düzey değil, sorun bu ücretle çalışanların çok olması
■ Sorun asgari ücretin az olması değil, sorun bu ücretle çalışanların çok olması
■ Asgari ücret düşük değil, asgari ücretle çalışan fazla
Hepsi neredeyse aynı anlamda buluşan başlıklardı ama “Sorun asgari ücretin az olması değil sorun bu tutarın ortalama ücrete dönüşmesi” başlığında karar kıldım.
Keşke asgari ücret hiç konuşulmasa…
Yok yok, kastettiğim bu düzeyde belirlenmiş bir asgari ücretin konuşulmaması, bu konunun üstünde durulmaması değil elbette.
Kastettiğim, asgari ücretin Türkiye’de konuşulması gereken bir konu, bir sorun olmaktan çıkması.
Günlerdir adeta asgari ücretle yatılıp kalkılıyor. Aslında ne yazık ki asgari ücretin ne olabileceği de üç aşağı beş yukarı belliyken.
Çünkü Türkiye’de asgari ücret önemli.
Çünkü Türkiye’de asgari ücretle çalışanların oranı gelişmiş ekonomilerdeki gibi yüzde 4-5 düzeyinde değil ki.
Zaten Türkiye’de sorunun böylesine büyümesine, günlerdir asgari ücretin konuşulmasına yol açan temel neden de bu.
Türkiye’de asgari ücret denildiği zaman, aslında özel sektörde çalışan işçilerin yarısının alacağı ücretten söz edilmiş oluyor.
Çünkü Türkiye’de özel sektör işçilerinin yüzde 47’si asgari ücret ve daha az ücret alıyor.
Asgari ücretin yüzde 5, yüzde 10 ve yüzde 20 fazlasına kadar olan ücretler asgari ücret komşusu ücretler olarak tanımlanıyor. Detaylı veriler tabloda var. Bu verilerin açıklaması da tablonun dipnotunda yer alıyor. Bu tabloyu DİSK-AR’ın asgari ücretle ilgili detaylı çalışmasından yararlanarak hazırladığımı da belirtmeliyim.
Asgari ücretin yüzde 5 fazlasına kadar ve altında ücret alanların oranı yüzde 50. Asgari ücretin yüzde 5 fazlası 2026 için 29.400 lira. Yani özel sektör işçilerinin yarısı 2026 yılında 29.400 lira ve altında ücret alacak.
Kayıt dışılık başka bir sorun
DİSK-AR’ın asgari ücret araştırmasında Türkiye’de kayıt dışı çalışmak durumunda olanların asgari ücretin yarısından daha az ücret aldığı vurgulanarak şöyle deniliyor:
“Kayıt dışı çalışanlarda asgari ücretin yaklaşık yarısı ve altında ücret alanların oranı 2024 itibarıyla yüzde 40’tır. Kayıt dışı çalışanlarda asgari ücretin yüzde 5 fazlası ve altında ücret alanların oranı yüzde 85, asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında ücret alanların oranı yüzde 92’dir.”
Kadın işçilerin büyük bölümü…
DİSK-AR’ın araştırmasında kadınlarda asgari ücretle çalışmanın çok yaygın olduğunun altı çiziliyor. Asgari ücret ve altında ücret alanların oranı genelde yüzde 47 iken kadınlarda bu oranın yüzde 60’ı bulduğuna dikkat çekiliyor.
Araştırmada, kayıt dışı çalışan kadınların ise yüzde 90’ının asgari ücret ve altında bir ücrete çalıştıkları vurgulanıyor.
Söz konusu araştırmada asgari ücretin bir kadın işçi sorunu olduğu belirtilerek şu görüşlere yer veriliyor:
“2005’te kadınların aylık ortalama ücret ve maaş geliri asgari ücretin 2 katı düzeyindeydi.
2023’te ise kadınların ortalama ücret ve maaş gelirleri asgari ücretin 1,5 katına geriledi.
Buna karşılık erkeklerin aylık ortalama ücret ve maaş gelirleri kadınlarınkinden daha yüksektir.
2005’te erkeklerin aylık ortalama ücret ve maaş geliri asgari ücretin 2,2 katı iken, 2023’te asgari ücretin 1,9 katı düzeyindedir. Bu durum asgari ücret açısından toplumsal cinsiyet eşitsizliğini bir kez daha ortaya koymaktadır.”
• Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve borsagundem.com.tr’nin editoryal politikasını yansıtmayabilir.