Ekonomi

ABD'nin borç yükü, ekonomik kaygıları tetikliyor

ABD'de hızla artan ulusal borcun, kontrol altına alınamaması halinde, gelecek yıllarda ülke ekonomisinin büyüklüğünü, istihdamı, yatırımları ve ücretleri olumsuz etkilemesi bekleniyor.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in ABD'nin kredi notunu "Aaa"dan "Aa1"e düşürmesi ve kamu borcu ile faiz ödemelerindeki artışı gerekçe göstermesi, ülkenin ağırlaşan borç yükünü yeniden gündeme getirdi.

Dünyanın en büyük ekonomisi ABD'de, harcamalar ile gelirler arasındaki yapısal dengesizlik ulusal borcun hızla artmasına neden olurken, mevcut trendin sürmesi halinde gelecek yıllarda ekonomik büyümenin yavaşlaması, milyonlarca kişinin işini kaybetmesi ve yatırımların azalması riski bulunuyor.

Bütçe açıklarıyla ulusal borç büyüyor

Ulusal borç, federal hükümetin zaman içinde oluşan giderlerin açık kalan bakiyesini karşılamak için ödünç aldığı para miktarı anlamına geliyor.

Federal hükümet, belirli bir mali yılda harcamaların gelirleri aşmasıyla oluşan bütçe açığını finanse etmek için Hazine tahvilleri, bonolar, senetler, değişken faizli senetler ve enflasyon korumalı menkul kıymetler gibi çeşitli finansal araçlarla borçlanmaya gidiyor.

Ulusal borç, bu borçlanmanın ve bu menkul kıymetleri satın alan yatırımcılara ödenmesi gereken faizlerin birikiminden oluşuyor.

Federal hükümette tekrar eden bütçe açıkları görüldükçe ulusal borç artıyor.

ABD Hazine Bakanlığının verilerine göre, federal hükümetin toplam bütçe açığı, 2025 mali yılının yedinci ayı olan nisan itibarıyla 1,05 trilyon dolar seviyesinde bulunuyor. Söz konusu açığın, geçen yılın aynı döneminde 855,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiği kayıtlarda yer alıyor.

ABD'nin ulusal borcu 36 trilyon doları aştı

Son 100 yılda ABD'nin federal borcunun 1924'te 395 milyar dolar seviyesinden 2024'te 35,46 trilyon dolara çıktığı kayıtlarda yer alıyor.

ABD Hazine Bakanlığı verilerine göre, ülkenin ulusal borcu halihazırda 36,2 trilyon dolar seviyesinde bulunuyor. ABD'nin 2024 mali yılı için ortalama GSYH'si 28,83 trilyon dolar olurken, bu rakamın 35,46 trilyon dolara ulaşan borcunun altında kaldığı dikkati çekiyor.

Bu durumun, ülkenin borcunun GSYH'ye oranının 2024 mali yılında yüzde 123'e çıkmasına neden olduğu belirtiliyor. Borcun GSYH'ye oranının yüksek olması, hükümetin borcunu geri ödemede daha fazla zorluk yaşayacağını gösteriyor.

Harcamalar ve gelirler arasındaki dengesizlik borcu artırıyor

ABD'nin harcamaları ile gelirleri arasında yapısal dengesizlik nedeniyle borcun artmaya devam etmesi bekleniyor.

Amerika'nın yaşlanan nüfusu, sağlık hizmeti maliyetlerinin artması ve hızla yükselen faiz giderleri, ülkenin harcamalarındaki genel artışın temel nedenleri arasında gösteriliyor. Bu durum, mevcut vergi sisteminin yapılan vaatleri karşılayacak kadar gelir toplamaya uygun olmamasıyla birleştiğinde bütçe açığı kronik hale geliyor ve borç sürdürülemez bir şekilde büyümeye devam ediyor.

Peter G. Peterson Foundation analizine göre, gelecek 25 yıl içinde uzun vadeli federal harcamalardaki artışın en büyük nedeni Amerika nüfusunun yaşlanması olacak. Ülkede 65 yaş ve üzeri nüfus, çalışma çağındaki nüfustan çok daha hızlı artacak ve bu da emeklilere yönelik programlardaki harcamaların yükselmesine yol açacak.

ABD'de sağlık hizmeti maliyetlerinin artışı da ulusal borcun en önemli etkenlerinden biri olarak görülüyor. Kongre Bütçe Ofisi, federal hükümetin Medicare ve Medicaid gibi büyük sağlık programlarına yaptığı harcamaların 2025'te GSYH'nin yüzde 5,8'inden 2055'te yüzde 8,1'ine yükseleceğini öngörüyor. Medicare & Medicaid Hizmetleri Merkezleri'ne göre ise toplam sağlık harcamalarının ekonominin beşte birine ulaşması bekleniyor.

Faiz maliyetleri, en büyük ikinci harcama kalemi oldu

Ulusal borcun artması ve yüksek faiz oranları, ABD bütçesinden daha fazla payın borcun faiz giderlerine ayrılması anlamına geliyor.

Faiz maliyetlerinin, 1 Ekim 2024'te başlayan ve 30 Eylül'de sona erecek 2025 mali yılının ilk 7 ayında, sosyal güvenlik harcamalarının ardından federal hükümetin en büyük ikinci harcama kalemi olduğu dikkati çekiyor.

ABD Hazine Bakanlığının bütçe raporuna göre, faiz giderlerinin 2025 mali yılının yedinci ayı olan nisan itibarıyla toplam 579 milyar dolara ulaştığı hesaplanıyor. Bu tutarın geçen yılın aynı döneminde 514 milyar dolar olduğu kayıtlarda yer alıyor.

Faiz ödemelerinin, gelecek yıllarda federal bütçenin en hızlı büyüyen harcama kalemi olması bekleniyor.

Kongre Bütçe Ofisi projeksiyonlarına göre, 2026-2035 mali yılları arasında net faiz ödemelerinin toplamının 13,8 trilyon dolar olacağı tahmin ediliyor. Faiz giderlerindeki yükseliş, kamu ve özel sektörde yapılabilecek yatırımların önünü kesme riski taşıyor.

Borcun artması Amerikalıların refahını tehdit ediyor

Peter G. Peterson Foundation'ın ABD'nin artan ulusal borcunun ekonomik etkilerini incelediği raporuna göre, borç artışı, ABD'nin uzun vadeli mali sürdürülebilirliği açısından ciddi endişelere yol açıyor.

Herhangi bir politika değişikliği yapılmaması halinde artan borç seviyelerinin ekonomi üzerinde önemli olumsuz etkileri olacağı belirtiliyor.

Yapılan projeksiyonlara göre, borç artışındaki mevcut trendin devam etmesi halinde ABD ekonomisinin büyüklüğünün 2035'te 340 milyar dolar, 2055'te 1,1 trilyon dolar ve 2075'te 1,8 trilyon dolar azalacağı öngörülüyor. Aynı şekilde ülkede istihdamın 2035'te 1,2 milyon, 2055'te 2,7 milyon ve 2075'te 3,6 milyon kişi azalacağı, ücretlerin de 2035'te yüzde 0,6, 2055'te yüzde 3 ve 2075'te yüzde 5,3 düşeceği tahmin ediliyor. Özel sektör yatırımlarının ise 2035'te yüzde 13,6, 2055'te yüzde 17,1 ve 2075'te yüzde 21,6 oranında düşeceği öngörülüyor.

GSYH'den yatırıma, istihdamdan ücretlere kadar tüm temel ekonomik göstergeler dikkate alındığında, borcun artması ABD vatandaşlarının ekonomik refahını tehdit ediyor.

Washington'da bütçe reformu ve borç limiti tartışmaları siyasi kutuplaşma nedeniyle tıkanırken, bütçe açıkları ve artan faiz maliyetlerindeki eğilimi tersine çevirecek önlemler üzerinde anlaşmaya varılamıyor. Uzmanlar, mali disiplin sağlanamaması halinde, ülkenin artan borcunun bir krize yol açabileceği konusunda uyarıyor.