Finansal piyasalarda yılın ilk çeyreğinde, ikinci kez başkan seçilen ABD Başkanı Donald Trump'ın uygulayacağı politikaların ekonomiye olası etkilerine yönelik kaygılar, ABD Merkez Bankasının (Fed) enflasyonla mücadele kapsamında izlediği "şahin" politikaların ne zaman sonlanacağına ilişkin belirsizlik ve makroekonomik verilerden alınan karışık sinyallerle dalgalı bir seyir öne çıktı.
Dünya genelinde ABD'nin korumacı ticaret tutumunun etkilerine yönelik belirsizliklerin yanı sıra enflasyon ve resesyon ikilemi de ekonomilerin ana gündem maddeleri arasında yer aldı.
ABD Başkanı Trump'ın tarifeler üzerinden başlattığı ticari gerilimlerin küresel alana yayılarak ekonomiyi sekteye uğratabileceğine yönelik endişeler ve dünya genelindeki jeopolitik riskler piyasalarda risk iştahını törpülerken, yatırımcıların altın başta olmak üzere güvenli varlıklara yönelik talebini destekledi.
Dünya genelinde merkez bankalarının enflasyonla mücadeleye devam ettiği yılın ilk çeyreğinde, Fed, para politikasındaki "şahin" duruşunu sürdürdü.
Söz konusu dönemde Fed'in faiz indirimi yapacağına dair beklentiler sınırlı seyrini korurken, ABD'nin ticari ortaklarıyla sorun yaşayabileceğine yönelik kaygılarla altının onsu rekor seviyelere ulaştı. Altının onsu çeyreğin son günü olan 31 Mart'ta 3 bin 128 dolara çıkarak rekor kırdı.
Avro Bölgesi'nde ise makroekonomik verilerde ekonomik aktiviteye dair yavaşlama sinyalleri aranırken, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Haziran 2024 itibarıyla başlattığı gevşeme döngüsünü yılın ilk çeyreğinde de sürdürdü. Banka, çeyrek genelinde üç temel faizini toplam 50 baz puan indirerek, mevduat faiz oranını yüzde 2,50'ye, refinansman faizi ve marjinal borçlanma faizini de sırasıyla yüzde 2,65 ve yüzde 2,90'a çekti.
Aynı dönemde İsviçre Merkez Bankası (SNB) da politika faizini, ekonomiye destek için beklentiler dahilinde 25 baz puan düşürerek yüzde 0,25'e çekti.
Asya tarafında ise ABD ile Çin arasındaki tarife gelişmeleri gündemin odağına oturdu. ABD ile yaşanan tarife gerilimi küresel ticaretin seyrinde belirleyici olurken, para politikalarına yönelik gelişmeler de yatırımcılar tarafından yakından takip edildi.
Bölgede Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) faiz kararları öne çıktı. Banka, ocak ayındaki toplantısında politika faizini yüzde 0,50 seviyesine yükseltirken, marttaki toplantısında ise değişikliğe gitmedi.
Emtia fiyatları 2024 yılı sonuna doğru dalgalı bir seyir izlerken, jeopolitik riskler, finansal koşullar ve arz yönlü faktörler petrol fiyatlarında oynaklığın sürmesine neden oldu. Söz konusu gelişmelerle, geçen yılın sonunda 74,7 dolar olan Brent petrolün varil fiyatı, bu yılın ilk çeyreğinde 68,6 dolara kadar inerek Aralık 2021'den beri en düşük seviyesini gördü.
Brent petrolün varil fiyatı, 2025'in ilk çeyreğini, önceki yılın kapanış seviyesine göre yüzde 0,2 azalışla 74,5 dolardan tamamladı.
2024 yılını 2 bin 623 dolardan tamamlayan altının ons fiyatı ise 2025'in ilk çeyreğinde yüzde 19 artışla 3 bin 123 dolara kadar çıkarak rekor kırdı. Aynı dönemde ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 35 baz puan düşerek yüzde 4,23'e inerken, yılın başında 108,5 seviyesinde bulunan dolar endeksi de ilk çeyrek sonunda yüzde 3,95 azalışla 104,2 seviyesine çekildi.